Affedersin ama, böyle korkutucu bir surat takınmana gerek yok. | Open Subtitles | أنا آسف ولكن لم يكن عليك ان تكوني مخيفة هكذا |
Süper fit, iyi eğitilmiş, korkutucu bir kız gibi vuruyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تضربين كاللائقة , تدريب جيد مخيفة , فتاة مخيفة |
Müzik korkutucu bir şey. | Open Subtitles | الموسيقى شيء مروّع |
Evet, korkutucu bir şey. | Open Subtitles | نعم, هذا مروّع. |
Evet, eminim sevgilin çok korkutucu bir insandır buyursun denesin bakalım. | Open Subtitles | نعم، أنا متأكد مِن أن خليلكِ شخصٌ مخيف للغاية ،و له الحرية في المحاولة لكن عليكِ المجيء معي |
korkutucu bir istatistik sunmama izin verin. | TED | واسمحوا لي هنا أن أعطيكم رقمًا مخيفًا. |
Onlar yürüyerek gidiyorlardı ve bu dağları ilk görüşleri gerçekten de göz korkutucu bir deneyim olmuştur. | Open Subtitles | كانوا يُسافرون سيراً على الأقدام ولا بد وأن مشهدهم الأول لهذه الجبال كان مفزعاً ولا ريب |
Meme uçları arasından bangır bangır müzik çalan bir adamdan daha muhteşem ve korkutucu bir şey yoktur! | Open Subtitles | ليس هناك شيء مخيف و رائع أكثر من رجل تخرج الموسيقى من بين حلمتيه |
onda gerçekten korkutucu bir şeyler vardı, bir an aklımdan, bana saldıracak diye geçti ve korktum, ama o, garipti. | Open Subtitles | هنالكَبعضالريّبة,شيءٌ مخيف بشأنها. إلاأننيّلم أكنخائفاً.. بأنهاستؤذينيّ... |
diyerek devam ettim. Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı. | TED | الآن، كانت هذه لحظة تعليمية مخيفة حقًا. |
Acemi bir dublör için korkutucu bir ekipman. Çünkü eğer üzerine yanlış basarsanız bacaklarınızı kolaylıkla kırar. | TED | وهي أداة مخيفة ان لم يتم استخدامها باحتراف لانها قد تكسر قدميك بسرعة اذ هبطت على الارض بصورة خاطئة |
Demek istediğim bu korkutucu bir değişim, ama dünyadaki obeziteye bir bakın. | TED | هذه الشريحة مخيفة, لا أريد أن اخرج عن الموضوع ولكنها توضح السمنة في العالم |
Bir oyun dinamiğinin olayları bu kadar güçlü etkileyebilmesi korkutucu bir düşünce. | TED | هذه فكرة مخيفة جداً إن ديناميكية العاب واحدة بإمكانها تغيير الأشياء بقوة كبيرة |
Açıkçası bu korkutucu bir gelişme. | Open Subtitles | جليًا أن هذا تطور مروّع. |
Ama televizyon izleyicilerinin gözü önünde yargı süreci, avukat, inceleme, muteber deliller ve yalancı şahitlik cezası hakkında hiçbir karar olmadan kendi mahkemeni toplamak çok büyük, tehlikeli, korkutucu bir hata olur. | Open Subtitles | لكنه كبير، وخطير، وخطأ مخيف للغاية أن تعقدي محاكمتك أمام جمهور التلفزيون، حيث لا توجد إجراءات، |
Adamın korkutucu bir tipi vardı. Sen de bir acayip bakıyordun. | Open Subtitles | ولكنه كان مخيفًا وأنتِ كنتِ ... |
Onlar yürüyerek gidiyorlardı ve bu dağları ilk görüşleri gerçekten de göz korkutucu bir deneyim olmuştur. | Open Subtitles | كانوا يُسافرون سيراً على الأقدام ولا بد وأن مشهدهم الأول لهذه الجبال كان مفزعاً ولا ريب |
Hayalet ya da gerçekten korkutucu bir şey olduğunu sandım. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أنه الشبح أو شيء مخيف حقاً |