Teşkilatı etrafta uçuşan tüm bu saçmalıklardan korumak zorunda. | Open Subtitles | عليه حماية الإدارة جميع المحققين الذين يتسكعون هنا وهناك |
İstediğinden değil, kardeşini korumak zorunda. | Open Subtitles | عليه حماية أخيه لا يريد |
10 gün boyunca... yumurtalarını Afrika güneşinden korumak zorunda. | Open Subtitles | للأيام العشرة القادمة، عليها أن تحمي بيضها من الشمس الأفريقية |
Kız kardeşimi de suçlamıyorum. O da çocuklarını korumak zorunda. | Open Subtitles | لا ألوم شقيقتي عليها أن تحمي ابنيها |
Onu korumak zorunda olduğunuzu biliyorum ama onun güvenlik anahtarını o adamlara vermeniz lazım. | Open Subtitles | -أعلم أن عليك حمايتها لكن أريدك أن تدع أولئك الرجال يهربوا بمفتاحها الأمنيّ. |
Peter, onu korumak zorunda değilsin. | Open Subtitles | بيتر)، ليس عليك حمايتها) |