"kovalıyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • يطارد
        
    • يطاردني
        
    • يلاحق
        
    • يطاردنا
        
    • تطاردني
        
    • يطارده
        
    • يُطاردُني
        
    Bir kere, polis bir tek bacaklıyı kovalıyordu. -Koltuk değneğiyle duruyordu. Open Subtitles ذات مرة رأيت شرطى يطارد رجلا بساق واحدة وكان يستند على عكاز.
    Bir kere, polis bir tek bacaklıyı kovalıyordu. -Koltuk değneğiyle duruyordu. Open Subtitles ذات مرة رأيت شرطى يطارد رجلا بساق واحدة وكان يستند على عكاز.
    Son gördüğümde, benekli bir baş örtüsü giymiş, dolgun bir tavuk kovalıyordu. Open Subtitles آخر مرة رأيته كان يطارد جميلة بمنديل منقط
    Önceki gece bir rüya gördüm.Bir kurt beni öldürmek için havaalanına doğru kovalıyordu. Open Subtitles كان لديّ حلم في مرّة سابقة، ذئب كان يطاردني خلال المطار يحاول قتلني
    Çünkü Alman askeri gibi beni kovalıyordu. Open Subtitles لأن قواتك العاصفة هنا كان يطاردني.
    Kaçmak isteyen bir kızı kovalıyordu, dostum. Open Subtitles لقد كان يلاحق فتاةً ارادت فقط الإبتعاد، صاح
    Önce o bizi takip kovalıyordu şimdi biz onu kovalıyoruz. Open Subtitles بالبداية كان يطاردنا و الآن دورنا لنطارده
    Sokaklarda koşuyordum çırılçıplak, köpekler kovalıyordu beni. Open Subtitles كنت أركض عارية في الشوارع والكلاب تطاردني
    Hayır, biri onu kovalıyordu. Onu tanıyor musun? Open Subtitles لا الرجل اللذي كان يطارده
    Ancak haklıysan, yani bu demektir ki onca zamandır kendini mi kovalıyordu? Open Subtitles لكن لو أنك محق فهو كان طوال الوقت كان يطارد نفسه
    Sinir bozucu kardeşiyle ilgilenmek yerine kızları mı kovalıyordu? Open Subtitles هل كان يطارد الفتيات بدل رعاية أخته المزعجة ؟
    Şüpheliyi kovalıyordu. Üç atış, dar kalıp, 22 kalibre. Open Subtitles كان يطارد المشتبه به واطلق عليه 3 طلقات من عيار 22
    Dave'in öngörüsünde katil bu adamı kovalıyordu, onu avlıyordu. Open Subtitles في رؤى دايف القاتل كان يطارد هذا الرجل،يصطاده
    Herkes aklını kaçırmış, Şerif. Wizard'taki Harlan elinde baltayla insanları kovalıyordu. Open Subtitles لقد فقدوا عقولهم أيها المأمور (هارلن) يطارد الناس بفأس في "ويزارد"
    Bu şekilde konuşmayı istemezdim ama adam bir hayaleti kovalıyordu. Open Subtitles لا أقصد الإساءة، لكنّه كان يطارد شبحاً
    Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde. Open Subtitles الآن، لا أريد أن ألمّح إلى أن إبنكِ لديه مخيّلة جامحة، لكنّه ربّما كان يطارد بعض رعاة البقر المخيفين والهنود الحمر بواسطة مقلاعه عندما حطّم نافذتنا.
    Ve o manyak beni kovalıyordu. Open Subtitles وذاك المخبول يطاردني
    - Beni avluya doğru kovalıyordu. O... Open Subtitles وأخذ يطاردني حول الفناء وكان...
    Ben koştum ve koştum, ama Slyder beni kovalıyordu. Open Subtitles ... أنا ركضت و ركضت لكن ( سلايدر ) كان يطاردني
    Hırlayıp, kuyruğunu kovalıyordu. Open Subtitles كان يهتز و يلاحق ذيله
    Manitası bizi sanki saatte 90 kilometreyle kovalıyordu. Open Subtitles وصديقها يطاردنا بسرعة 60 ميلاً في الساعة
    Neyse, bu arada üç polis arabası beni kovalıyordu. Open Subtitles ،على أية حال عندما وصلنا إلى هناك كانت هناك ثلاثة سيارات شرطة تطاردني

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus