"koyardı" - Traduction Turc en Arabe

    • تضع
        
    • يضع
        
    • تضعها
        
    Mesela, ben Lauran'ın bilgisayarının ekran koruyucusunu Mitt Romney'nin resmi ile değiştirirdim ya da o arabamın arkasına Obama kampanya magneti koyardı. TED على سبيل المثال، أن أغيّر شاشة كمبيوتر لورين لصورة ميت رومني، أو أن تضع هي صورة مغناطيسية لحملة أوباما على ظهر سيارتي.
    Babam geceyi dışarıda geçirdiği zamanlar annem çiğneme tütününün içine hamster kakası koyardı. Open Subtitles كلّما أمضى والدي ليلته خارج المنزل، تضع والدتي فضلات جرذ القدّاد بكيس شمّته.
    Neredeydi? - Annemin odasında. Dindar biriydi, bu yüzden her yere kutsal resimler koyardı. Open Subtitles في غرفة نوم أمي ، كانت متدينة و تضع الصور المقدسة في كل مكان
    Masaya bir ingiliz anahtarı, bir kemer ve bir de sopa koyardı. Open Subtitles أعتاد على أن يضع مُفتاح ربط و عصا و حزام على الطاولة
    Stewart Brand muhtemelen tam merkeze bir micro-nükleer reaktör koyardı. TED من المحتمل أن يضع ستيوارت براند مفاعلاً ذرياً مصغراً تماماً في هذا المركز.
    Ağacın altına koyardı. Open Subtitles كانت تضعها تحت الشجيرة
    Bence son derece anlamlı. Parasını çantasının neresine koyardı? Open Subtitles هل لديك فكره أين تضع نقودها فى هذه الحقيبه ؟
    Annem parasını hep şiltenin altına koyardı iyi fikir olduğunu düşünürdüm ta ki, ev yanana kadar. Open Subtitles والدتنا كانت تضع النقود في وسادتها و قد كانت فكرة جيدة حتى احترق المنزل
    Annem çamaşırları asarken beşiğimi dışarı koyardı. Open Subtitles أتذكر أمي عندما كانت تضع عربتي في الخارج بينما هي تعلق الملابس
    Annem naylonları o kadar çok kullarnırdı ki ilk naylonlar güzel görünsün diye bir kata daha naylon koyardı. Open Subtitles أمّي تستعمل الأغطية البلاستيكية كثيراً إنّها تضع طبقة ثانية حتّى تتأكد من أن الأولى تبدو جيّدة
    İçine pırasa koyardı ve... ve bir parça da domuz pastırması. - Mükemmeldi. Open Subtitles إنها تضع عليه الثوم والقليل من اللحم المقدد إنه لذيذ
    Bazen annem beşiğimi garaj önüne koyardı. Open Subtitles أحياناً, أمّي كانت تضع سريري بجانب طريق السيارات
    Eski karım da öyleydi. Ivır zıvırını güzel, çiçek desenli ve pahalı kutulara koyardı. Open Subtitles كذلك زوجتي السابقة، إنها تضع النفايات في صناديق باهظة منمقة و جميلة.
    Bebek arabasına bebeği ve çantasını koyardı. Open Subtitles كانت تضع في عربة الأطفال الطفل و حقيبتها و معها طفلين
    Bayan Caldwell'in bir huyu vardı, her sabah geceliğini yastığının altına koyardı. Open Subtitles السيدة " كودويل " كان لها عادة حيث تضع ثياب نومها تحت الوسادة كل صباح
    Peki derdi neydi? Hiç canım, durmadan sutyenime kurbağa koyardı. Open Subtitles لا شيء,لقد أعتاد أن يضع ضفادع في ملابسي الداخلية طوال الوقت
    Hiç canım, durmadan sutyenime kurbağa koyardı. Open Subtitles لا شيء,لقد أعتاد أن يضع ضفادع في ملابسي الداخلية طوال الوقت
    Dünyayı Tanrı yaratmış olsa, içine erkek de koyardı. Open Subtitles لو أن الرب صنع العالم بحق كان يجب أن يضع بعض الرجال به
    Bir bakalım parmaklarını bu şekilde koyardı... ve bakılm ne çıkıyor... Open Subtitles لنرى لقد أعتاد أن يضع أصابعه هكذا وبعد ذلك يقول شيء ما مثل
    Anlayışlı bir adamdı ve kendisini karısının yerine koyardı. Open Subtitles علي الرجل أن يفهم أن يضع زوجته قبله بكل شيء
    Babam eskiden mısır gevreğine yaban hindisi koyardı. Open Subtitles والدي كان يضع لحم الديك الرومي مع رقائق الدرة
    Bazen fermuarlı göze koyardı. Open Subtitles - أحيانا تضعها فى كيس بسوسته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus