Tamam, Bunlar Prue'nun kullandığı parfüm ve kozmetik ürünleri gibi. | Open Subtitles | حسناً، إنَّ هذا هو نوع العطر الذي تستخدمه، برو و هذه مستحضرات التجميل التي تستخدمها أيضاً |
Etyemezler işkenceye o kadar karşıdır ki hayvanlar üstünde test edilen kozmetik ürünleri bile kullanmazlar. | Open Subtitles | النباتيين الصرف ضد القسوة, إنهم لا يستخدمون أدوات التجميل المجربه على الحيوانات |
Peki ya uzun süredir kullandığınız kozmetik ürünleri? İnanıp, güvendiğiniz bu ürünler gönül rahatlığıyla kullanılacak türde mi? | Open Subtitles | لكنك لماذا تاتمن مستحضرات التجميل لتجعلك جميلا |
Yiyecek, alkol, ya da kozmetik ürünleri mi? | Open Subtitles | طعام، كحول، أو منتجات جمال ونظافة؟ |
Yiyecek, alkol, ya da kozmetik ürünleri mi? | Open Subtitles | طعام، كحول، أو منتجات جمال ونظافة؟ |
Bu kozmetik ürünleri kadınlar için. [Kozmetik kuponu] | Open Subtitles | هذه منتجات للنساء اوه . |
Rock konserleri, paçavralar, tatlılar, kozmetik ürünleri, sinema: | Open Subtitles | حفلات موسيقى الروك والخرق, حلويات, ومستحضرات التجميل, فيلم: |
Bu da büyük annenize gönderdiğiniz kozmetik ürünleri gibi bir hediye. | Open Subtitles | هو a هدية، مثل كُلّ مستحضرات التجميل الأخرى إشتريتَ لجدتِكَ. |
Joy kozmetik ürünleri bölümünü ve ilaç bölümünü aldı. | Open Subtitles | أخذت جوي جناح أدوات التجميل والصيدلية |
Hayır, kozmetik ürünleri satacaksın. | Open Subtitles | كلا ، ستبيعين مستحضرات التجميل قبل ذالك |
kozmetik ürünleri üzerine bir makale mi? | Open Subtitles | هل تريدنا أن نتحدث عن عمليات التجميل ؟ |
Kara'nın arabasında bulduğumuz kozmetik ürünleri markası. | Open Subtitles | إنها العلامة التجارية لمستحضرات التجميل التي (عثرنا عليها بسيارة (كارا |
Vanessa'nın kozmetik ürünleri. | Open Subtitles | على مستحضرات التجميل لفانيسا |