Projektörleri gönderecek olsaydı bu konuşmaları bir kraterde yapıyor olurduk. | Open Subtitles | اذا كان سيرسل المستكشفين كنا لنكون بداخل حفره |
Onu bir kraterde bulduk. Aynı beni bulduğunuz gibi. | Open Subtitles | وجدناه في حفره كما وجدتني وأمي |
Evan Çayırı'nda bir kere ok ucu bulmuştum ama bir kraterde bir bebek, asla. | Open Subtitles | وجدت رأس سهم في حقل إيفان فيما مضى لكن لم أجد أبداً طفلاً في حفره - هذا غريب بالفعل - |
Erzak topluyor. Bizimle kraterde buluşacak. | Open Subtitles | إنّها تجلب إمدادات غذائيّة، سوف تُقابلنا عند الحُفرة. |
Ama bu sefer çok hasta. Chester's Mill'e döndüğümüzde Melanie'nin kraterde olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما رجعنا إلى (تشيستر ميل)، راودتني رؤيا لـ(ميلاني) في الحُفرة. |