Ve çevre sadece ağaçlar ve Kuşlar ve soyu tehlikedeki türler olmaktan birbirimize nasıl davrandığımıza doğru değişti. | TED | فتغير مفهوم البيئة من مجرد التطرق للأشجار و الطيور و الأصناف المهدّدة بالإنقراض إلى كيفية معاملتنا لبعضنا البعض. |
...Kuşlar ve diğer herşey konuşur filmlerde. | Open Subtitles | و الطيور و كل شيء, في الأفلام يتحدثون فحسب |
Modern sürüngenler, Kuşlar ve memelilerde döllenme bu şekilde gerçekleşir. | Open Subtitles | و هكذا تكاثرت الزواحف الحديثة و الطيور و الثدييات |
Tehlikeli gölgeler, kara Kuşlar ve diğer korkunç şeyler çıkageldi karanlığın içinden. | Open Subtitles | الظلال الخطره و الطيور السوداء و الاشياء الفظيعه خرجت من الظلام |
Evlenmeden önce büyükbaban ve ben, köpekle yürüyüşe çıkardık... Kuşlar ve arılar hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | اتذكر شيئا فقط قبل ان اتزوج جدك وانا كنا نأخذ الكلب في نزهة اخذنا الحديث عن الطيور والنحل |
Daha sonra köpekler, Kuşlar ve şempanzelerle de yapıldı. | TED | وقد تم إجراؤها الآن مع الكلاب والطيور والشمبانزيات. |
Konuşmamın konusu "Kanat çırpan Kuşlar ve uzay teleskopları." | TED | حديثي هو عن"رفرفة الطيور و التلسكوبات الفضائية" |
Çiçekler, Kuşlar ve çok güzel renkler var. | Open Subtitles | هناك الطيور و الورود و الألوان الجميلة |
Kuşlar ve hayvanlar hayatta kalmak için savaşır. | Open Subtitles | الطيور و الحيوانات تقاتل لتعيش ... |
Kuşlar ve köpekler gibi kokumu almalıydı. | Open Subtitles | تشمّني كما تفعل ... . الطيور و الكِلاَب |
Denizdeki balık göklerdeki Kuşlar ve yer üstünde hareket eden her canlıya hükmedin. | Open Subtitles | وسخر لهم الأسماك التي في البحار و الطيور في السماء وكل كائن حي يعيش على الأرض |
Dave ölü Kuşlar ve Sihirbaz'ın kurbanlarını devasa kafeslerde sakladığı bir yeraltı sığınağı hakkında... | Open Subtitles | ديف كان يتحدث بجنون عن الطيور النافقة وعن حفرة تحت الارض حيث كان الرجل السحري |
Kuşlar ve arılar hakkında birşeyler soruyordu, ben de birkaç şey saçmaladım. | Open Subtitles | ..... كان يسأل عن الطيور والنحل وأنا تجنبت بعض التفاصيل |
Arılarımız için, ama aynı zamanda göç eden kelebekler, Kuşlar ve diğer yabani yaşam için yol kenarlarının çiçeklerle donatılmasına ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة لجنبات من الشوارع المليئة بالزهور من أجل نحلاتنا، ومن أجل الفراشات المهاجرة والطيور وباقي المخلوقات البرية. |
Sıtmayla savaşta böcek ilacı püskürtüyoruz ve bu da Kuşlar ve amfibiler de dahil diğer türlere çok ciddi zarar veriyor. | TED | لمكافحتها، نقوم برش المبيدات التي تلحق ضرراً بالغاً بالأنواع الأخرى، بما في ذلك البرمائيات والطيور. |