Her sabah kulağımın arkasına biraz vanilya sürüyorum, ne var bunda. | Open Subtitles | أنا أضع قليل من الفانيليا خلف أذني كل صباح موضوع كبير |
İki buçuk aylık tedavim boyunca dalağımı, böbreklerimi sol kulağımın duyma yetisini ve her iki bacağımın dizden aşağısını kaybettim. | TED | وفى غضون شهرين ونصف فقدت الطحال والكليتين، وحاسة السمع فى أذني اليسرى وكلتا قدماي من أسفل الركبة. |
Yemek zamanları hariç bütün gün çiğniyorum yediğim zamanlar da kulağımın arkasına yapıştırıyorum. | Open Subtitles | أَمضغه طوال النهار ماعدا أثناء الطعام فأضعها خلف أذني |
Sağ kulağımın üstünde bir çatırtı duydum ve sanki vücudum benden ayrılıp... yere düşmüş gibi hissettim. | Open Subtitles | سمعت هذا الصفير فوق اذني و شعرت بجسمي يسقط مني |
Fakat Evelyn, benim nişanlım, kulağımın dibinde dır dır ediyor. Annie Leibovitz. | Open Subtitles | ولكن ايفيلين,خطيبتي المفترضة لا تكف عن الكلام في اذني |
Çünkü harcamalar yapıldığı sırada kulağımın dibinde hapşırıp duruyordunuz. | Open Subtitles | لأنك كنت تعطس بقوة فى طبلة أذنى فى نفس وقت حدوث النفقة |
Ya da sanki kulağımın içine kulak pisliği dolmuş gibi... | Open Subtitles | ...أو حفنة من الصماغ تحكني في الجزء الخلفي من أذني |
Ama tam yanağımla kulağımın ortasından. | Open Subtitles | لكنها كانت تحديدا ً في منتصف المسافة بين خدي و أذني |
Şanslı paramı buldum. kulağımın içinde değil. | Open Subtitles | انظروا، وجدت عملة الحظ خاصتي إنها ليست في أذني |
Uyuyordum ve kulağımın içinde bir şey dolaşıyormuş hissiyle uyandım. | Open Subtitles | كُنت نائماً ثم إستيقضت فزعاً عِندما شعرتُ بشيء يزحف داخل أذني |
Doktor demek tabi..şurda bi kaç tane olacaktı..kulağımın arkasında. | Open Subtitles | المزيد من الأطباء حسنا سأقوم بسحبهم من أذني |
- Sol kulağımın hiç duymadığını biliyorsun, kızıl olmuştum. | Open Subtitles | تعلم أنه لدي فقدان تام للسمع في أذني السيرى، بسبب الحمى القرمزية. |
Önemli değil. Zaten Fransızca konuştuğunda kulağımın amına koyuyorsun. | Open Subtitles | لا عليك ، عندما تتحدث الفرنسية وكأنما حمار ينهق عند أذني |
Ben de kulağımın üstünde şapırdayan ne var diyordum. | Open Subtitles | أتعرفان , لقد أعتقد بأنه كان هناك شيئا ما يمضغ في أذني |
Üstelik elim kayarsa ne yaptığımı bilmediğim için değil kulağımın dibinde bağırdığın için kayacak. | Open Subtitles | إن أخفقت سيكون ذلك لأنكِ تصرخين في أذني وليس لأني لا أعرف ما أفعله |
Daha çocukken, kulağımın arkasından bozuk para çıkaran bir amcam vardı. | Open Subtitles | كان لي عم يستخدم لسحر قرش من خلف أذني عندما كنت صبيا. |
Ama sen sessizce yaklaşıp kulağımın dibinde "böö" diye bağırdın. | Open Subtitles | هل افزعك المنزل المسكون؟ كلا، لكنك تسللت من خلفي وصرخت في اذني |
kulağımın arkasına taktığın takip cihazını buldum. | Open Subtitles | تحاول ذلك من جديد، أليس كذلك؟ عثرت على المتعقب الذي وضعته خلف اذني |
Elinde lanetli banutu zehiri dolu şişeyle gizlice... yanıma sokuldu ve cüzzamli zehiri kulağımın içine akıttı. | Open Subtitles | السم من عصير نبتة ملعونة في اذني |
Hatun beni öpüp, dilini kulağımın içinde döndürmez mi, hassas noktam, dilini, kulağımda döndürme diyordum. | Open Subtitles | و بدأت بتقبيلى... وتداعبنى فى أذنى... وأقولك يا بنى; |
Adamlardan biri boynuma sarılmışken diğeri kulağımın yarısını ısırıyordu. | Open Subtitles | نلت أحد الفتيان حول عنقى و نلت فتى آخر يحاول أخذ نصف أذنى - بأسنانه القويه |
kulağımın sağır olduğunu unutmadığınızı görüyorum. | Open Subtitles | ارى انك لم تنسى اذنى الصماء |