| Yarın saat 16'da, eski Tokyo kulesine gel, ama yalnız. | Open Subtitles | غداً الساعة 16: 00 تعالي الى برج طوكيو السابق لوحدك |
| Wheaton su kulesine çıkıp sprey boyayla ismini yazman için sana meydan okumuştum. | Open Subtitles | تذكـر، عندما تحديتك أن تـتـسلق برج الماء وتـكتب إسمك بـ الرذاذ على جانبها؟ |
| Hayır, saat kulesine çıkıp etrafa rasgele ateş etmeni önlemek istiyorum. | Open Subtitles | لا، أردت التأكد من أنك لن تطلق النار من برج المراقبة |
| Duydum ki şişko amcanı görmek için hapishane kulesine çıkmışsın. | Open Subtitles | إذن, لقد سمعت أنك تزور عمك البدين في سجن البرج |
| Su kulesine izinsiz girmek, su kulesinin üstünde güreş yapmak, su kulesinin çatısını kırmak... | Open Subtitles | تعدّ على برج ماء اتلاف لبرج ماء، تبول في برج ماء |
| Lanet olası Alman, çan kulesine saklanmış. | Open Subtitles | برج الكنيسه . هذا تدنيس للمقدسات , رجل ببندقيه فى برج الناقوس |
| Piramitlerin zirvesine, katedrallerin kubbesine, Eiffel kulesine. Onları hep yüksekte tutuyor. | Open Subtitles | على قمة الأهرام ، بداخل الكاتدرائيات عند برج إيفل ، وهو يحاول الأحتفاظ بهم عالياً |
| Kilise kulesine gidersen, sana anlatırım. | Open Subtitles | سأقول لك، إذا أحضرت لي الديك الذي على برج الكنيسة |
| Jesse'yle beni şu kilisenin kulesine yerleştir elimize de birkaç tüfek ver, neye uğradıklarını şaşırırlar. | Open Subtitles | يمكنك وضع جيسي العجوز وانا اعلى في برج الكنيسة مع زوج من بنادق ونشيستر سوف لن يعرفوا أبدا ما ضربهم |
| Şu Giriş/Çıkış kulesine ulaşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى برج وحدات الإدخال والإخراج |
| Şu Giriş/Çıkış kulesine ulaşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى برج وحدات الإدخال والإخراج |
| Saat kulesine çıkmış, tek tek herkesi avlıyor. | Open Subtitles | لقد كان هناك في برج الساعه يقضي على الناس واحد تلو الاخر |
| Larson'un yayın kulesine hiç çıkıp kasabaya hiç baktın mı? | Open Subtitles | هل ذهبتي من أي وقت مضى إلى أعلى برج تغذية لارسون واطللتي على المدينة؟ |
| Onu çan kulesine geri götürün. Ve orada kalmasını sağlayın. | Open Subtitles | اعيدوه الي برج الأجراس و تأكدوا انه سيبقي هناك |
| Onu çan kulesine geri götürün. Ve orada kalmasını sağlayın. | Open Subtitles | اعيدوه الي برج الأجراس و تأكدوا انه سيبقي هناك |
| Burası da olur, fakat bu uzaklığa ağırlık taşımamak için çan kulesine yakın kazarsak daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | اقرب باتجاه البرج لتفادي الرحلات الطويلة ومعنا الاحمال الثقيلة |
| O amına koduğumun kulesine çıkıp, dolu insanı öldüren tip var ya? | Open Subtitles | ذلك الشخص في البرج و الذي قتل كل أولئك الناس؟ |
| Ben sadece Esmeralda'yı uyarmak... ve başka belaya bulaşmadan çan kulesine dönmek istiyorum. | Open Subtitles | ثم اعود الي البرج قبل ان اخوض في متاعب اخري |
| Biliyorum. Onu çan kulesine sürükleyebilirsem, işe yarayabilecek bir fikrim var. Yukarı mı? | Open Subtitles | أعلم, لو يمكنني أن أجعله يذهب لبرج الجرس بطريقة ما, لدي فكرة قد تنجح |
| Çocuk iyi görünüyor, ama zeplin saat kulesine çarpmak üzere. | Open Subtitles | يبدو ان الصبي على مايرام ولكن المنطاد سيصطدم مباشرة ببرج الساعة |
| Ben de her gazetecinin yapacağı bir şey yaptım: Kendisine bir mektup yazdım, röportaj talebinde bulundum ve mektubu New York'taki kulesine gönderdim. | TED | لذلك فعلت ما كان سيفعله أي صحفي كتبت له رسالة خطيّة طلبت إجراء مقابلة معه، وأرسلتها إلى برجه في نيويورك. |
| United Flight 175 Güney kulesine çarptı. | Open Subtitles | الرحلة 175 اصطدكت بالبرج الجنوبي. |
| Giriş/Çıkış kulesine bak. | Open Subtitles | محاربوا الفيديو, إنظروا إلى أبراج وحدات الإدخال والإخراج |