Elleriyle inşa ettikleri açık çiftçi pazarının yaz sonunda yapılacak kurdele kesme töreni ise yıl sonu sınavı yerine geçebilir. | TED | و حفل قص الشريط في آخر الصيف حين قد بنوا سوق الحراج و تم فتحه للعامة, هذا هو الاختبار النهائي. |
Ayrıca o kesip çıkardığınız kurdele başka vakalarla alakalı da olabilir. | Open Subtitles | داخل المنزل أيضا ذلك الشريط الذي قصَصتِه يمكن ربطه بقضايا أخرى |
Ve de Y jenerasyonu -- ''herkes bir kurdele alır'' jenerasyonu -- 1981 ve 2000 yılları arasında doğmuşlardır. | TED | وجيل الألفية –أنتم تعرفون، جيل يحصل فيه الكل على شريط– ولدوا بين 1981 و2000. |
Öteki tarafa çıktığında yolu görürsün. Yeni yıkanmış bir kurdele gibi beyaz ve dar ta aşağılara kadar döne kıvrıla gider. | Open Subtitles | ويمكن أن ترى الطريق أبيض مثل شريط مغسول نظيف |
Üzgün babası için yaptığı danslar engereği köyün en iyi kurdele dansçısı haline getirmişti. | Open Subtitles | و كل رقصها لأبيها الحزين جعلت فيبر افضل راقصه شرائط فى القريه. |
Kız kardeşiniz tatil için kırmızı kurdele arıyordu. | Open Subtitles | أختك تقوم بتجهيز الشرائط الحمراء من أجل لمسة الإحتفال |
kırlangıç kaleye baktı, kurdele ve püskülleri gördü, | Open Subtitles | نظرت لأعلى إلى قلعته ♪ ♪ و الشريط يزينها |
Ama herkes kurdele takıyor. Siz de takmalısınız. | Open Subtitles | ولكن الجميع يلبس الشريط , يجب عليك لبس الشريط |
Hey, Cedric, Bob. Bu adam kurdele takmayacakmış. | Open Subtitles | سيدريك، بوب، هذا الرجل يأبى أن يضع الشريط. |
Gelin, kırmızı kurdele ile bağlanmış zambak taşıdı. | Open Subtitles | العروس قامت كالا الزنابق، تعادل مع الشريط الأحمر. |
Vivian'ı, kurdele kesme töreninde kullandığım makasla öldürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنه قتلها بمقصي من مراسم قص الشريط |
Tamam, üstte fiyonk mu olsun, yoksa altta kurdele mi? | Open Subtitles | حسنا ، اتريدين المشبك فى الاعلى ؟ ام الشريط فى الاسفل ؟ |
Bazı insanlar bir kurdele takıp bir şey yaptıklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس , فقط يلبسون شريط ويعتقدون أنه يقومون بشيء مفيد , أنا عكسهم |
Dün güzel kırmızı bir kurdele takıp da bugün takmayan kim? | Open Subtitles | من الذي كان يرتدي شريط أحمر لطيف يوم أمس، و لا يرتديه هذا اليوم؟ |
Bir rozet, kurdele ya da her ne tuhaf ödül veriyorlarsa eve onunla döneceksiniz. | Open Subtitles | ستعود للمنزل بحزام أسود أو شريط تهنئة أو مهما كان ما سيمنحونكم إياه عند الفوز. |
Pekâlâ. kurdele töreni için valinin geldiği haberini aldım. | Open Subtitles | حسناً ، يردني أن العمدة قادم لقص شريط الافتتاح |
Sol cebinde, onun kokusunu taşıyan bir kurdele var. | Open Subtitles | أنت تحمل فى جيبك الأيمن. شريط أحمر عليه عطرها. |
Ama kendimi doğum günü hediyesi gibi bir kurdele ile sarmıyorum değil mi? | Open Subtitles | لكنك لا تراني ألبس شرائط مثل هدية عيد الميلاد, أليس كذلك؟ |
Bileklerine ve boynuna hep kurdele bağlar. | Open Subtitles | إنها تبدو كما الأميرات إنها ترتدي تلك الشرائط حول معصمها وعلى عنقها طوال الوقت |
Geçen yıl Clearwater fuarında onunla bir kurdele kazandığınızı görmüştüm. | Open Subtitles | رأيتكِ تربحين وشاح في مسابقة المقاطعة للخنازير في العام الماضي |
Evsiz bir adam neyi hatırlamak için tutup da bileğine kırmızı kurdele bağlar ki? | Open Subtitles | مالذي يريد المشرّد تذكّره من خلال ربطه شريطا أحمر حول معصمه ؟ |
Siyah, orta boy, tutma yerinde ufak kırmızı bir kurdele vardı. | Open Subtitles | حقيبة سوداء مُتوسّطة الحجم بها شريطة حمراء مربوطة بالمقبض. |
İlk sefer olduğunu söyleseydin kurdele keserdim. | Open Subtitles | لو أخبرتني أنها المرة الأولى لقصصت شريطاً. |
Oğlana ipek kurdele hazırla Lagertha. | Open Subtitles | سيحتاج لوشاح من الحرير، (ليجريثا). |