Tanrının sınamalarını geçtik ve insanlığın hala kurtarılmaya değer olduğunu kanıtladık. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ" |
Tanrı'nın sınavını geçmeli ve insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamalıyız. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ" |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت" "أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamalıyız. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية تستحق الإنقاذ" |
Bu ilişkinin kurtarılmaya değer olduğunu düşünen ve iyileşen bir deşici. | Open Subtitles | ممزق تائب، والذي يظن هذه العلاقة تستحق الإنقاذ. |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت" "أن البشرية تستحق الإنقاذ |
- Kimse kurtarılmaya değer olduğunu düşünmedi. | Open Subtitles | لم يعتقد أحد آخر أنك تستحق الإنقاذ |
Üç terörist saldırısından sonra burayla işimiz bitmişti ama bavulları hazırlamaya karar verdiğimiz gece Green Arrow göründü televizyona çıkıp bu şehrin kurtarılmaya değer olduğunu söyledi, evimin... | Open Subtitles | بعد 3 هجمات إرهابيّة، ضقنا ذرعًا. ثم في الليلة السابقة لبدئنا توضيب أمتعتنا بزغ (السهم الأخضر) على تلفازنا، ذكرني بأن هذه المدينة تستحق الإنقاذ |