"kurtardığımızı" - Traduction Turc en Arabe

• أنقذنا
• أنقذناهم
• أنقذناه
• أنقذناها

Yarın derse gideceğiz ve Amy'yi son anda kurtardığımızı rapor edeceğiz.
غدا سنذهب إلى الصف ونذكر بأننا أنقذنا إيمى فى الوقت المناسب

O yüzden 60 milyonun üzerinde hayat kurtardığımızı düşünüyorum.
وبالتالي فقد أنقذنا حياةَ أكثر من 60 مليون شخص.

Şey, ya savaşı Amerikalılar kazanırsa ha o zaman küçük bir Yahudiyi kurtardığımızı söyleyebiliriz.
ما لو كسب الأميركيون الحرب؟ سنكون قادون القول أننا أنقذنا فتاة يهودية. هل حقا؟

Eğer devriyeler gelirse onları ve evi kurtardığımızı söyleriz.
اذا جائت دورية... نحن أنقذناهم واغراض عائلاتهم

Şirketteki amirlerimiz onları şirket casusluğundan kurtardığımızı fark ettiklerinde minnettar kalacaklar.
عندما يدرك أسياد شركتنا أننا أنقذناهم من التجسس على أسرار الشركات، سيكونوا ممتنين ...

Ve ona şirin küçük gri poposunu kaç kere kurtardığımızı hatırlatmayı da unutmayın.
و لاتنسي أن تذكريه أننا أنقذناه عدة مرات

Geçen sene içinde güvenlik gözlemleri sayesinde... kaç kişinin hayatını kurtardığımızı söyleyeyim mi?
..هل على أن أحصى عدد الأرواح الأمريكية التى أنقذناها. فى ال12 شهر الماضى بسبب أستخدامنا الحكيم للمراقبة؟

İnsanların hayatını kurtardığımızı unuttular, ya da unutmuş gibi yapıyorlar.
لقد نسوا أو تناسوا، أننا بالحقيقة أنقذنا حياتهم

Bizler kaç kişinin hayatını kurtardığımızı sayarak değil ama kaç kişi kaybettiğimizi sayarak skor tutarız.
لن نستمر في الفوز بحساب عدد من أنقذنا حياتهم لكن بعدد من فقدناهم

Hayatını kurtardığımızı düşünürsek bu hiç dostça bir hareket değil.
هذا طلب غير لطيف، باعتبار أنّنا أنقذنا حياتك للتو

İşimizi kurtardığımızı farz ediyorum öyleyse.
رائع. حسناً، إذاً أظن إننا أنقذنا العمل.

Rıhtımı kurtardığımızı sanıyordum.
أعتقدت أننا أنقذنا حوض السفن للتوَ

Hayatını kurtardığımızı hatırlıyor musun?
أتذكر عندما أنقذنا حياتك؟

Hayatınızı iki kez kurtardığımızı size hatırlatayım Bay Pierce.
اسمح لي أن أذكّركَ يا سيّد (بيرس) أنّنا أنقذنا حياتك مرّّتين.

Dünyayı kurtardığımızı.
أننا أنقذنا العالم

21.yüzyıl onları kurtardığımızı bile bilmiyor.
لا يعرف أهل القرن الـ21 أننا أنقذناهم.

Bildiği kadarıyla, onu dün gece soygundan kurtardığımızı söyledi.
لقد قال أنه على حد علمه فقد أنقذناه من السرقة الليلة الماضية

Onu kurtardığımızı biliyorlar. Kurtarılmaması gerekiyordu.
إنهم يعلمون أنّنا أنقذناها لم يكن يفترض أن تُنقذ