Göğsüne ateş eden sensin. Sadece kendi hayatını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنت من أطلق عليه النار، كان يحاول إنقاذ نفسه فحسب. |
Fırtınayı getiren ve insanların ölümüne yol açan o denizkızını kurtarmaya çalışıyor! | Open Subtitles | إن يحاول إنقاذ حورية البحر التي جلبت العاصفة و تسببت بقتل الناس |
Ve biz konuşurken o ihtiyar, masum bir kadının hayatını kurtarmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | وهل تعلم ؟ الآن هذا الرجل ربما يحاول إنقاذ حياة إمرأة بريئة |
O senin hayatını kurtardı, ve şimdi de dışarıda tek başına bizi kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتك من قبل وهي الأن في الخارج بمفردها تحاول إنقاذ حياتنا |
Bu çocuk yalnız geldi, ailesi yok, kendi hayatını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الولد يأتي لوحده ، بدون عائلة يحاول انقاذ حياته بنفسه |
Dünyadaki en çok sevdiği insanı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إنقاذ الإنسانة الوحيدة التي يحبها حقاً |
Tüm bu uçuk fikirlerle annesini kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إنقاذ أمه بهذه النظريات المجنونة |
Çoklu kişilikleri ortaya çıkıyor çünkü bir şeyleri kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | شخصياته المتعددة بدأت لأنه يحاول إنقاذ شيء ما |
Sanmam. Bence sadece işini kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك، أعتقد انه يحاول إنقاذ وظيفته |
Birçok cephede savaşıyoruz, bazılarımız kısırlık için bir çözüm arıyor... diğerlerimiz ise melezlerin yaşadığı alandan ellerinden geldiğince... fazla insan kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لذا نقاتل على عدة جبهات بعض منا يبحث عن حل للعقم بينما آخرون يحاول إنقاذ أكبر عدد من الأرواح |
Ona güvenemezsin. O kendi postunu kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا يمكننا تصديقه، إنه يحاول إنقاذ نفسه |
Bu ayaktakımını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إنقاذ حياه هذا الوضيع |
Ölümlü ya da değil, O cumhuriyeti kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فان أم لا إنه يحاول إنقاذ الجمهورية |
Sanırım ruhlarımızı falan kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد أنها تحاول إنقاذ أرواحنا أو ما شابه |
- Hayatını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنّها تحاول إنقاذ حياته |
Bay Hawtrey, işini kurtarmaya çalışıyor ama yanlış muhasebe yapıyor. | Open Subtitles | السيد "هوتري" كان يحاول انقاذ أعماله عن طريق بضعة حسابات مزيفة |
Arkadaşımızı kurtarmaya çalışıyor! | Open Subtitles | إنها تحاول أن تنقذ صديقتنا. |
Robot teknolojisinin yaygınlaşmasını durdurarak insanlığı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انتوى ان ينقذ البشرية من خلال وقف انتشار تكنولوجيا الروبوتات |
Bir yığın intikam takıntılı psikopat kurtarılamayacak dünyayı kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مجموعة من الطائشين الغاضبين يحاولون انقاذ عالم لا يمكن انقاذه |
Basit. Beynin seni evliliğin gereksiz yedeğinden kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | الأمر بسيط، عقلك يحاول إنقاذك من زواجك السيء |
Onu kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إنقاذه. |
Çünkü Erin'in çevresini saran öylesine bir ihmalkarlık ve öylesine kötü olaylar var ki herkes kaçıp kendi kıçını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لأن هناك نوع من محاولة الفشل و الاهمال يؤدي الى ومن (إيرين) لذا الجميع يريدون فقط الهربوتغطيةحماقاتهم. |