O zaman onu, babasının hayatını kurtarmaya değer biri olduğuna ikna etmelisin. | Open Subtitles | إذن يجب عليك أن تقنعها أنه يستحق الإنقاذ |
İnan bana, orada kurtarmaya değer hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ثقى بى، فلا يوجد هناك شيئاً يستحق الإنقاذ |
Açıkçası, kurtarmaya değer mi bilemiyorum. | Open Subtitles | بأمانة, أنا لا أظنّه يستحق الإنقاذ |
Bu ve güçlerini onu bizim için değerli bir şey yapıyor kurtarmaya değer. | Open Subtitles | وشخص، بمثل هذه القدرات قد يكون سلعةً ثمينة لنا سلعةً تستحق الإنقاذ |
Hayatın kurtarmaya değer mi onu soruyorum Bobby Dean. | Open Subtitles | .(إنني أسألكَ لو كانت حياتكَ تستحق الإنقاذ يا(بوبي دين |
Bu iyi bir örnek. Aşk kurtarmaya değer. | Open Subtitles | هذا مثال جيد الحبّ يساوي الحفاظ |
Bu iyi. Bu iyi bir örnek. Aşk kurtarmaya değer. | Open Subtitles | هذا مثال جيد الحبّ يساوي الحفاظ |
kurtarmaya değer... kurtarmaya değer çok hoş şeyler var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء أشياء لطيفة جدا تساوي الحفاظ أشياء جميلة |
Bunu, Hasarlıların kurtarmaya değer olduğunu bildiği için yaptı. | Open Subtitles | فعلت هذا لأنها عرفت بأن "التلف" كان يستحق الإنقاذ |
kurtarmaya değer... kurtarmaya değer çok hoş şeyler var. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء أشياء لطيفة جدا تساوي الحفاظ أشياء جميلة |