Çünkü işbirliği yaparsak 20 yıldan müebbete kadar ondan kurtulabiliriz. | Open Subtitles | لأنه إذا تعاونا يمكننا أن نتخلص منه لـ 20 سنة إلى مدى الحياة |
Bu durumdan kurtulabiliriz. Hala vaktimiz var. | Open Subtitles | نحن مازال بامكاننا التخلص من هذا مازال لدينا متسع من الوقت |
Eğer işe yararsa, bir düşünsene gerçek bir ev sahibi olabiliriz ve bu lanet olası arabadan kurtulabiliriz. | Open Subtitles | إذا أفلح هذا، فكّر بالأمر فحسب. يمكننا الحصول على منزلٍ حقيقيّ، ويمكننا التخلّص من تلك السيّارة اللّعينة. |
Onlardan nasıl kurtulabiliriz? Bir yolu bulunabilir. | Open Subtitles | ربّما هناك طريقة للتخلّص منهما. |
Ryuzaki ve diğerleri beni burada görüyor olmalılar. kurtulabiliriz. | Open Subtitles | فهمت ، ريوزاكي يستطيع أن يرانا وسيحاول إنقاذنا |
kurtulabiliriz. Başarabiliriz. Ama zeki olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نستطيع أن نبقي علي قيد الحياة , نستطيع أن ننجو ولكن علينا التحلي بالذكاء |
Bir de belki şu masandaki tüm kağıtlardan kurtulabiliriz. | Open Subtitles | وربما يمكننا, التخلص من كل هذه الأوراق التي بمكتبك. |
Cesetten kurtulabiliriz, kimsenin bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | نحن يمكن أن يتخلص منها الجسم. لا أحد يحتاج إلى معرفة. |
Hatta sigara içenlerden, şeker hastalarından obezlerden de kurtulabiliriz. | Open Subtitles | وأيضاً لماذا لا نتخلص من المدخنين ومرضى السكري والبدناء |
Mara'dan ancak Audrey'i geri getirerek kurtulabiliriz. | Open Subtitles | أعادة اودري من جديد هذا ماسيجعلنا نتخلص من مارا أودري لاتزال هناك يجب علينا اخراجها |
Yani eğer petrol bazlı ulaşımdan kurtulmak istersek, kurtulabiliriz, çünkü eskiden elimizde olmayan seçeneklerimiz var. | TED | فإذا ما أردنا أن نتخلص من النقل المعتمد على النفط، فإننا نستطيعُ ذلك، لأنه يتوفر لدينا خيارات الآن لم تكن متوفرة من قبل. |
Şu kötü ruhtan kurtulabiliriz ama ben başına kalacağım. | Open Subtitles | يمكننا التخلص من ذلك الشبح، لكنكي سبقين عالقة معي |
Yargıca kötü bir anne olduğun söylersen bu aptal şeylerden kurtulabiliriz. | Open Subtitles | كما تعلمين، نستطيع التخلّص من هذه الأشياء الغبية إذا قُلت للقاضية أنّك أُمٌّ سيئة |
Güzel. O zaman artık zincirlerden kurtulabiliriz. | Open Subtitles | جيّد، الآن يمكننا التخلّص من هذه السلاسل |
Hastalıktan sadece böyle kurtulabiliriz! | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتخلّص من المرض! |
İşte bu yüzden eğer Cade'e tedaviyi verirsek böylece onu ölümlü yapacak... belki ondan sadece bu şekilde kurtulabiliriz. | Open Subtitles | وعليه، نعطي (كايد) الترياق فيتحول لفانٍ ربّما يكون ذلك فرصتنا الوحيدة للتخلّص منه. |
Kaçabilir veya kurtulabiliriz diye zaman kazanabileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنني رُبما قد أحصل لنا على بعض الوقت لنلوذ بالفرار أو يتم إنقاذنا |
Buradan işbirliği yaparak kurtulabiliriz birbirimize girerek değil. | Open Subtitles | سوف ننجو عن طريف تعاوننا مع بعض |
Cesetten kurtulabiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن أن يتخلص منها الجسم. |
ICBM'i patlatırsan nükleer saldırıdan kurtulabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تجنب هجوم نووي إذا قضيت على الصاروخ العابر للقارات |
Belki de bundan tek parça halinde kurtulabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع الخروج من هذا الأمر كقطعة واحدة |
Ama, eminim ki bundan bir şekilde kurtulabiliriz. | Open Subtitles | لكن انا متأكد .. نحن نستطيع ان نخرج من هذا بطريقه ما |