Eğer 24 saat içinde kendine gelemezse kurtulamayacak. | Open Subtitles | إذا لم يستعيد وعيه خلال 24 ساعة فلن ينجو أنا آسف |
Yapılacak bir şey kalmadı. kurtulamayacak. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا فعله هو لن ينجو من ذلك |
Muhtemelen kurtulamayacak. Bu yüzden ben buradayım, o değil. | Open Subtitles | والأرجح أنه لن ينجو لهذا أنا هنا وهو غير موجود |
Mo, Sol ya da Lem bundan kolay kurtulamayacak. | Open Subtitles | مو، سو، أو ليم لن يفلت بدون عقاب. |
Bundan kurtulamayacak. | Open Subtitles | لن تفلت بفعلتها |
O, şeytandan kaçıyor... ama kurtulamayacak. | Open Subtitles | بالإتهاض منذ قديم الزمان وهو يركض من الشيطان لكن الدين دائماً يكسب |
Bizi yanlış yöne götürecek ve kimse kurtulamayacak. | Open Subtitles | الذي سيضللك الى المكان حيث لا ينجو احد |
Ama eğer kurtulamayacak birini aday yaparsak, bu organ israfı olur. | Open Subtitles | ولكن إذا أوصينا بشخص لن ينجو فسيكون مضيعة للعضو الذي يمكن أن يفيد شخص آخر! |
O adam bundan kurtulamayacak. | Open Subtitles | ... أنا ... أنا ذلك الرجل لن ينجو بفعلته |
O adam kurtulamayacak. Buna izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ذلك الرجل لن ينجو بفعلته ... لن اسمح لكِ |
Ama kimse yakında olacaklardan kurtulamayacak. | Open Subtitles | لن ينجو أحد من القادم إلينا، مفهوم؟ |
Gitsen iyi olur Duck. Bay Reardon'ın yaraları ağır, kurtulamayacak. | Open Subtitles | (داك)، يجب أن ترحل الآن، لأن السيد (ريردون) لن ينجو من إصاباته. |
Senin yok. Garrett iddianameden kurtulamayacak. | Open Subtitles | غاريت لن ينجو من الاقالة |
Muhtemelen kurtulamayacak. | Open Subtitles | الأرجح أنه لن ينجو بأية حال. |
Hapisten kurtulamayacak. | Open Subtitles | فهو لن ينجو من السجِن. |
- Saito kurtulamayacak değil mi? | Open Subtitles | لن ينجو (سايتو) أبداً، أليس كذلك؟ |
Artık hiç bir Rajadi elimizden kurtulamayacak. | Open Subtitles | والان ، لن يفلت أي راجادي |
- Bundan kurtulamayacak. | Open Subtitles | -لن يفلت بفعلته |
- Görünüşe bakılırsa Hector bulmuş onu. Bu sefer kurtulamayacak ama. | Open Subtitles | -لن يفلت بفعلته، ثانيةً |
Bu işten kurtulamayacak. | Open Subtitles | هي لن تفلت بفعلتها هذه |
Justina, Callie'yi çamura sürükleyerek bundan kurtulamayacak, çünkü onunla ilgili gerçeyi göz önüne çıkarttı. | Open Subtitles | (لن تفلت (جوسيتنا من إقحام (كالي) في المتاعب بسبب... |
O, şeytandan kaçıyor... ama kurtulamayacak. | Open Subtitles | وهو يركض من الشيطان لكن الدين دائماً يكسب |