Bir, çünkü görünen o ki bir kaç dakika içinde bu tren enkâzında kurtulan tek kişi siz kalacaksınız. | Open Subtitles | اولهما انة بعد دقائق معدودة ستكون رسميا الناجى الوحيد من الحادث |
Bir, çünkü görünen o ki bir kaç dakika içinde bu tren enkâzında kurtulan tek kişi siz kalacaksınız. | Open Subtitles | الأول, لأنه يبدو أنه بعد بضع دقائق ستكون رسميا الناجي الوحيد من حطام هذا القطار |
Konaha'nın Uchiha Clan'ından kurtulan tek kişi en kötü olanıymış. | Open Subtitles | الناجي الوحيد من العائلة العريقة عشيرة يوتشيها أضعف عشيرة من بين كل العشائر |
Efsanede ne söyleniyor? Atlas Okyanusu'nu aşıp, Amerika'nın öbür ucuna geçtiğini. Japonya'da canlı kurtulan tek kişi olduğunu. | Open Subtitles | يقولون أنكِ عبرتِ المحيط الأطلنطي إلى أمريكا، وأنتِ الناجية الوحيدة من اليابان |
Ama bunun dışındaki sürüklenme acımasız, öfkeli bir seri katilden kurtulan tek kişi olmak set üzerinde tam bir gerçek şov gibi görünecek. | Open Subtitles | لكن الزحف خارج هذا الناجية الوحيدة من القاتل المتسلسل الوحشي و الهائج خلال إعداد برنامج واقعي |
Mühim bir şey değil ama yangından kurtulan tek şey o olmuş. | Open Subtitles | ،ليس و كأن هذا يهم لكنها كانت الشيئ الوحيد الذي نجا من الحريق |
54. Yaralı İyileştirme Merkezi'nden kurtulan tek kişisin. | Open Subtitles | انت الناجي الوحيد من محطة المقاصة الحوادث 54. |
İfadeniz, tahmin edeceğiniz üzere kazadan sağ kurtulan tek kişi olduğunuz için bizim için son derece önemli. | Open Subtitles | إفادتك الحالية على قدر كبير من الأهمية بالنسبة إلينا باعتبار أنك الناجي الوحيد من ذلك الحادث |
Karşınızda bu olaydan kurtulan tek insan duruyor. | Open Subtitles | أقف أمامكم و أنا الناجي الوحيد من تلك الكوارث. |
kurtulan tek öğrenci katili otoriter ve kahkahalar atan birisi olarak tarif etti. | Open Subtitles | "والناجي الوحيد من الطلاب المميزين.." "وصف القاتل بالصياح والتسلط" |
kurtulan tek Ziyaretçi sendin. | Open Subtitles | كنت الوحيد من الزوار الذي نجا. |
Kurtarıldığınız yere yapılan saldırıdan kurtulan tek kişi oydu. | Open Subtitles | ... هو النّاجي الوحيد من هجوم . المبنى الآمن الذّي كنت فيه |
Kazadan kurtulan tek kişi bendim. | Open Subtitles | أترى، لقد كنت الناجي الوحيد من الغرق |
Baban da Kevin Duval. Bradon James saldırısından kurtulan tek kişi. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}أبوك هو (كيفين دوفال)، النّاجي الوحيد من اعتداءات (براندون جايمس)؟ |
Neden Daxam'dan kurtulan tek kişi benim? | Open Subtitles | لِمَ أنا الوحيد من نجى من "داكسيم"؟ |
Yaşanılan korkunç saldırıdan kurtulan tek kişi olarak benim kaderim böyle bir trajedinin bir daha asla yaşanmamasına emin olmaktır. | Open Subtitles | بصفتي الناجية الوحيدة من هذا الهجوم المروع قدري هو أن أتأكد من أن هذه المأساة لن تصيبنا مجدداً |
Bombalamadan sağ kurtulan tek kişiyi sorgulamama izin vereceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | من المستحيل أن أحصل على ترخيص باستجواب الضحية الناجية الوحيدة من مهمّة تحولت لمجزرة |
O güzel kızlardan birini bizzat sorguladım, şu ana dek bu saldırılardan... canlı kurtulan tek kişi o. | Open Subtitles | عن نفسي استجوبت خادمة هي الناجية الوحيدة من الهجمات حتّى الآن. |
Saldırıdan kurtulan tek kişi sensin. | Open Subtitles | إنّكِ الناجية الوحيدة من الهجوم. |
Yangından kurtulan tek şey! | Open Subtitles | انها الشيء الوحيد الذي نجا من الحريق |
Karantinadan sağ kurtulan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي نجا من حجر صحي |