Uçurtma aslında ipleri kurutmak için kullanılıyordu. | Open Subtitles | هذه الأشكال من الطائرات الورقية تم إختراعها أصلاً لتجفيف الحبال المبللة |
Tost makinesini ayakkabılarımı kurutmak için kullandıktan sonra bunun için kullanmam pek hoş değildi. | Open Subtitles | لم تكن تملك تلك العلامات الجميلة كالتي من قبل عندما حاولت استخدامها لتجفيف حذائي |
Hayır, onu sadece benim alt takımı kurutmak için kullanacaktım. | Open Subtitles | لااا,كنت سأستعملها لتجفيف هيكلي السفلي لاحقاً |
Ateş yakıyorum ve ham odundan bir askılık yapıyorum. Çizmelerimi ve büyük beden mahrem yerlerimi kurutmak için. | Open Subtitles | أشعل ناراً و أبني رفاً خشبياً لتنشيف حذائي و قطعة حماية قضيبي الكبير |
Mürekkebi kurutmak için, aptal. | Open Subtitles | لتنشيف الحبر, ياسخيفه. |
Hemşirelerin, gözyaşı kanallarını kurutmak için yaptıkları bir numara bu. | Open Subtitles | انها... حيلة تستخدمها الممرضات لتجفيف القنوات الدمعية |
Annen orayı eşyaları kurutmak için kullanıyor. Yapma. | Open Subtitles | أمك تستخدمها كحاملة لتجفيف الملابس |
Şirket yöneticilerinizin, Bay Donaghy, düzenli olarak evlerindeki tenis kortlarını kurutmak için şirket helikopterlerini kullandıkları doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح، سيد (دوناجي) أن إداريّوك يستعملون طائرات الشركة المروحيّة لتجفيف ملاعبهم لكرة المضرب ؟ |
Dreyfuss etrafındaki bataklığı kurutmak için izin almış. | Open Subtitles | (دريفوس) كان قد قدّم طلبًا لتصاريح لتجفيف المستنقعات الموجودة حوله |