| Posta kutunda bunları bulduğunda unutmak zor oluyor. | Open Subtitles | هذا صعب علي لأنسى ذلك , بينما صندوقك الخاص ملىء بهذه الأشياء |
| Ben hava alanına gidiyorum ve sende yağmura çıkmadan küçük kutunda bekleyeceksin. | Open Subtitles | سأذهب للمطار وستكون أنت بعيداً عن الأمطار فى صندوقك هذا |
| kutunda bunu sağlayacak bir şey var mı emin değilim. | Open Subtitles | ولست متأكدة ما إذا كان لديك أي شيء في صندوقك سيحل ذلك. |
| Boktan yemek kutunda bugün ne var? | Open Subtitles | ماذا يوجد بصندوق الانفصال خاصتك ؟ |
| Mektup mail kutunda. | Open Subtitles | إنه بصندوق بريدكِ |
| Cafcaflı müzik kutunda böyle saklamışsın. | Open Subtitles | محزمة بصندوق الموسيقى المتوهج |