Ve spermin kuyruğundaki bozulmaya göre meni gelmesi, cuma gecesi olmuş. | Open Subtitles | ووفقاً لتدهور ذيل الحيوان المنوي، فإنّ السائل المنوي من ليلة الجمعة. |
Afganistan'ı seviyorum, ama bir ayının kuyruğundaki pire gibiyiz. | Open Subtitles | أنا أحب أفغانستان , ولكننا براغيث على ذيل الدب |
Çocuklar, "Eşeğin kuyruğundaki Toplu İğne" oyununu oynamaya hazır mısınız? | Open Subtitles | ياشباب،استعدوا للعب الإبرة الذي على ذيل الحمار |
Ve kabarmış kuyruğundaki çıngıraklı yılan kokusu yılanın gözünü korkutuyor. | Open Subtitles | ورائحة الثعبان المنبعثة من ذيلها ترعب الأفعى |
Bu belli belirsiz mavi ışık, kuyruğundaki özel bir kapsülün içinde meydana gelen kimyasal tepkimenin sonucu. | Open Subtitles | هذا الضوء الأزرق الشبحي ، هو نتيجة لتفاعل كيميائي... يتم بداخل كبسولة خاصة في ذيلها... . |
kuyruğundaki dikenlerini indirmene izin verir. | Open Subtitles | سوف تتركك تقوم بتنعيم هذا الذيل |
"...kuyruğundaki kol ise tekrar yeryüzüne inmesini sağlar" | Open Subtitles | وزينة الذيل تنزلها للأرض |
Kurbanın kuyruğundaki kıkırdaktaki parlayan mikro-kırıklar... | Open Subtitles | كسور دقيقة متشعبة في غضروف ذيل الضحية |
At kuyruğundaki kıllar çok güçlüdür. | Open Subtitles | لانه قوي , ذيل الحصان |
"Mumya'nın kuyruğundaki iğne" şarkısını taktıkları iğne onu popüler yapacaksa nasıl çalarlar? | Open Subtitles | لكن يداي كانتا ممتلئتان بأعمال حفلة مهمة ... " كيف سيلعبون " اثقب ذيل المومياء إذا كان أول دبوس سيقحمونه فيها سوف يفجرهـا ؟ |