Annem bu parayı petrol kuyularından alıp, gaz pompalarına yatırdı. | Open Subtitles | أخذت أمي المال من آبار النفط, وأغرقته في مضخات الوقود. |
Bu, ordunun bana verdiği bir kaç mikro meteroit. Bunlar Güney Kutbunda içme suyu kuyularından çıkarılıyor. | TED | هذه هي بعض النيازك الدقيقة التي أعطانيها الجيش، وقد حصلوا عليها من آبار الشرب في القطب الجنوبي. |
Gerçekte olansa, yerin altında bulunan petrol kuyularından su kuyularına petrol sızmasıydı. | Open Subtitles | و قد اتضح فيما بعد ان النفط كان يتسرب من آبار البترول إلى آبار المياه بشكلاً طبيعى |
Test kuyularından gelen sonuçlar vesaire. | Open Subtitles | وبيانات من آبار الاختبار وما شابه ذلك |
Nasıl? Yerçekimi kuyularından mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | مهلا، هل تتحدّث عن آبار الجاذبية؟ |