Biz bu küçük, uzak fiyortun içindeydik, Kuzey Kutup Dairesi'nin tam içinde. | TED | كنا في هذا المضيق الصغير النائي داخل منطقة القطب الشمالي. |
Kuzey Kutup Dairesi'ndeki penguenleri gözetleyecektin sanırım. | Open Subtitles | في القطب الشمالي للتجسس على البطاريق أعتقد أنه كذلك |
Bu gemi Kuzey Kutup Dairesi'ne girdiğinde yüzlercesi daha ölecek. | Open Subtitles | هذه السّفينة تتّجه إلى القطب الشمالي والمئات سوف يموتون |
Kuzey Kutup Dairesi'nin aşağı bölgelerinden golf oynayan bir kaz sürüyü yönetiyor. | Open Subtitles | الأوزة التي تلعب الغولف من المناطق البعيدة في الدائرة القطبية تقُود القطيع. |
Kuzey Kutup Dairesi'nde bir yere çarpacak. | Open Subtitles | هو سيضرب في مكان ما في الدائرة القطبية الشمالية. |
Üç gün önce Kuzey Kutup Dairesi civarında atmosferik karbon seviyesini ölçüyordu. | Open Subtitles | كان يقيس مستويات الكربون في الغلاف الجوي بالقرب من القطب الشمالي منذ ثلاثة أيام |
NARVIK, Kuzey Kutup Dairesi'nden çıkacak olursa bunun dönüşü olmaz. | Open Subtitles | إنْ وصل (نارفيك) خارج حدود القطب الشمالي... |
Gemisiyle Kuzey Kutup Dairesi'nde sıkışıp kalmıştı. | Open Subtitles | علقت سفيّنته في الثلج في مكان ما في الدائرة القطبية الشمالية |