"kylie'" - Traduction Turc en Arabe

    • كايلي
        
    Kylie ile her şey harika gidiyordu, ama duygusal olarak bağlanmadan önce, benim için önemli bazı önemli soruların cevaplarını öğrenmem gerekiyordu. Open Subtitles كانت علاقتي مع كايلي تسير على ما يرام و لكن قبل أن أتورط عاطفيا أردت الحصول على إجابات لبعض الأسئلة المهمة بالنسبة لي
    Eğer J.D. ve Kylie günde bir defa öpüşmeyi başarabiliyorlarsa, biz günde iki defa yapabilmeliyiz. Open Subtitles إذا نجح جي دي و كايلي في تحقيق مشروعهم الخاص بالتقبيل مرة واحدة يوميا فعلينا أن نفعل ذلك الأمر مرتين يوميا
    Sence hangisi daha önemli, Kylie? Ödevin mi yoksa dünyayı değiştirmek mi? Open Subtitles ما الأكثر أهمية، كايلي واجبات البيت أو تغيير العالم؟
    Şu anda daha öncelikli işler var, Kylie. Şuradan bir kutu kap. Open Subtitles الأولويات الأهم الان، كايلي هنا، إمسكي صندوق
    Kylie atmosferik verileri topluyor. Yakında bir şeyler öğreniriz. Open Subtitles كايلي تجمع بيانات جوّية يجب أن أعرف شيء قريبا
    Çünkü Kylie'nin güneşi zekice, bir cüce yıldızdan yapılmış olsa da kızıl bir süper deve dönüşüyor. Open Subtitles تلك لأن شمس كايلي فكرة مبدعة تطوّرت من نجم قزم وتتحول إلى عملاق أحمر كبير
    Kylie Swanson, Broadway'den o kadar çok kişiyle yatmış ki ona büyük beyaz sevişken diyorlarmış. Open Subtitles كايلي سوانسون مع العديد من الناس في برادواي لقد دعوها ب المضاجعة البيضاء العظيمة
    Fiyakalı telefonmuş, Kylie. iPhone mu yoksa? Open Subtitles انه هاتف ذو اضاءة قوية يا كايلي أهو أحد تلك الآيفونات؟
    Bekle bir dakika, Jocelyn. Az sonra, Kylie. Open Subtitles انتظري لحظة, جوسلين خلال دقيقة كايلي, أنا أتحدث على الهاتف
    Bu evde hayalet olduğunu düşünen tek kişi ben değilim, Kylie. Open Subtitles أنا لست الوحيدة التي تظن أن هناك شبح في هذا المنزل, كايلي
    Dar görüşlülük paranormal olaylara karşı en kötü savunmadır, Kylie. Open Subtitles أتعلمين, العقل المنغلق هو أسوأ مضاد للخوارق, كايلي
    Kylie, bu evde yaşadığın sürece, bir seçim şansın olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles كايلي, طالما أنكِ تعيشين في هذا المنزل لست واثقاً من أن لديكِ خياراً آخر
    Bak, Kylie, kendine veya başkasına tehlike arz etmediğini kanıtlayamadığımız sürece şimdilik burada kalman gerekiyor, tamam mı? Open Subtitles انظري كايلي, حتى تثبتي أن حياتك معرضة للخطر أو حياة شخص آخر, سيكون عليكِ البقاء هنا في الوقت الحالي, حسناً؟
    Miriam, affınıza sığınarak söylüyorum, bu batıl inançların Kylie'yi nasıl etkileyebileceği yönünde endişelerim var. Open Subtitles ميريام, مع كامل احترامي أنا قلِق بشأن تلك الخرافات وتأثيرها على كايلي
    Ama senin elinde patlamıyor, Kylie. Benimkinde patlayacak. Open Subtitles عدا أنها لم تنفجر في وجهك, كايلي انجرت في وجهي أنا
    Kylie, bütün evi aradık. Bir şey bulamadık. Open Subtitles كايلي, لقد فتشنا المنزل بأكمله ولم نجد شيئاً
    Kylie, beni en çok endişelendiren almadığın ilaçlar. Open Subtitles كايلي, إنها الأدوية التي لم تأخذيها هي أكثر ما يقلقني
    Yıllar önceydi, Kylie. Ne gördüğümü bilmiyorum. Open Subtitles لقد كان منذ سنوات, كايلي لا أدري ما الذي رأيته
    Sanırım Kylie'yi bir kliniğe nakletmemizin zamanı geldi. Open Subtitles أعتقد ربما الوقت قد حان لنقل كايلي الى العيادة
    Eğer bu durumdan öğrenilecek bir şey varsa, Kylie, o da yaşıtın insanlarla takılman gerektiğidir. Open Subtitles حسناً, لو كان هناك أمر يمكن تعلمه من هذا الموقف, كايلي هو أنكِ بحاجة لمصاحبة من هم في مثل عمرك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus