"lüksü" - Traduction Turc en Arabe

    • الترف
        
    • الرفاهية
        
    • ترف
        
    • رفاهية
        
    • برفاهية
        
    • الرفاهيّة
        
    - ...oynama lüksü yok. Open Subtitles لسنا جميعاً نملك الترف الكافي للعب دور اللامبالي
    Ne kadar anlatsam da oradaki lüksü hayal edemezsin. Open Subtitles وحتى لو وصفته لك , لن تتخيلي أبداً قمة الترف
    Özgür ruhuna imreniyorum, çekici de geliyor ama hepimizin böyle bir lüksü yok. Open Subtitles أحسدك على روحك الحرة وهي تجذبني لكن ليس كل منّا يتمتع بهذه الرفاهية
    Özgür ruhuna imreniyorum, çekici de geliyor ama hepimizin böyle bir lüksü yok. Open Subtitles أحسدك على روحك الحرة وهي تجذبني لكن ليس كل منّا يتمتع بهذه الرفاهية
    Ve sonra yine, Hindistanın çevre kirliligi oluşturma lüksü de yoktur Çünkü çevre ve gelişmeyle evlenmek zorundadır. TED ومرة أخرى الهند لا تملك ترف جعل بيئتها قذرة لأنه عليها الجمع بين البيئة والتنمية
    Bende aşk lüksü yok. Confessorlar'ın soyundan gelen bir görevi devam ettirmem gerek. Open Subtitles ليست لديّ رفاهية الحُبّ ، لديّ واجب يُحتمّ عليّ أستمرار نسل المؤمنات.
    Kimin "dost sahibi olma" lüksü var ki? Open Subtitles ومن يتمتع برفاهية "الأصدقاء"؟
    Gerçek dedektiflerin öyle bir lüksü yoktur. Open Subtitles المُحقق الحقيقي ليس لديه تلك الرفاهيّة.
    Bu işin bekleyip de bunu görecek lüksü olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن بإمكاننا منح أنفسنا الترف بالإنتظار
    Kimseye ihtiyacım yok. Böyle bir lüksü karşılayamam. Open Subtitles لا احتاجُ احداً لايمكنني ان اتحمل ذلكَ الترف
    Eski gök bilimcilerin böyle bir lüksü yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي علماء الفلك المبكرون هذا الترف
    Küçük barları ve lüksü sever. Open Subtitles هي تعتقد بأن القضبان الملساء تضيف الترف
    - Zoric lüksü sever. Open Subtitles -زوريتش) رجل يعشق الترف) .
    Umarım işler o noktaya gelmez, zira diğer bir çok kişinin böyle bir lüksü yok. Open Subtitles أَتمنّى ألا يحصل ذلك، لأن الكثير مِنْ الآخرين لَنْ يَكونَ عِنْدَهُمْ تلك الرفاهية.
    Batı'nın gerçek lüksü, kimsenin sana dikkatini vermemesidir. Open Subtitles الرفاهية الحقيقية في (الغرب) أنه لا أحد يعيرك أي اهتمام
    Biliyorsun, son birkaç yıl içinde bir erkeğin sahip olmak isteyeceği her tür lüksü elde ettim. Open Subtitles اتعرفين ,طوال هذه السنوات الماضية ... , لقد حصلت على كل ترف يمكن لرجل الحصول عليه
    Bazılarımızın seçim yapma lüksü yok. Open Subtitles بعض منا ليس لديه ترف الاختيار.
    Eh, benim yaşıma geldiğinde lüksü düşünmezsin. Open Subtitles حسناً، هذا ترف عند بلوغ عمري
    Annenin ciddi para sorunu varmış ve kendisinden ufacık bir lüksü bile esirgemiş. Open Subtitles الام لديها مشاكل مادية ضخمة و تحرم نفسها من اي رفاهية و مع ذلك
    Programımızı öğreten öğretmenlerden duyduklarımız şunlar: ''Okyanussuz Ohio'da olduğumuz için gerçekten oraya gitme lüksü olmadan okyanusa gitmenin güzel bir yolu.'' TED ما سمعناه من المعلمين الذين قامور بتدريس برانامجنا: "كانت طريقة لطيفة لعرض ديناميكيات المحيط بدون رفاهية التواجد في الواقع بما أننا في ولاية أوهايو."
    Kimin "dost sahibi olma" lüksü var ki? Open Subtitles ومن يتمتع برفاهية "الأصدقاء"؟
    Bazılarımızın öyle bir lüksü yok. Open Subtitles فبعضنا لا يمتلكَ تلكَ الرفاهيّة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus