| Bay Eichorn, aslında buraya Al Baxter'la konuşmak için geldik. | Open Subtitles | في الحقيقة سيد ايكون نحن هنا للتحدث مع آل باكستر |
| Bay Anderson'la konuşmak için derhâl gelmesini söyle. | Open Subtitles | قل له أن يعود فوراً للتحدث مع السيد أندرسون |
| Simon'la konuşmak için geç kaldığınız için üzgünüm ama önceki 8 polise de söyledim, bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة, لقد كنتم متأخرين جداً للتحدث إلى (سايمون), لكن كما ---أخبرت الشرطين الثمانية الآخرين لا أعرف أي شيء. |
| Shepherd'la konuşmak için bir bahaneye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | (لا اريد ايجاد سبباً للتحدث إلى (شيبارد |
| Jasper'la konuşmak için çok ısrar etti. | Open Subtitles | "لقد أصرت على التحدث مع "جاسبر |
| Jasper'la konuşmak için çok ısrar etti. | Open Subtitles | "لقد أصرت على التحدث مع "جاسبر |
| Jake, Brogan'la konuşmak için hamama gitti. | Open Subtitles | اذا , جايك ذهب الى شفيتز , ليتحدث مع بروجان |
| Hunter'la konuşmak için dün gece buraya geldim. | Open Subtitles | جئت الى هنا ليلة الماضي لاجراء محادثات مع هنتر. |
| Merovingian'la konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نعم، نحن هنا للتحدث مع المورفيجيان |
| Merovingian'la konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نعم، نحن هنا للتحدث مع المورفيجيان |
| Hayır, özellikle Dr. Berman'la konuşmak için aramadım. | Open Subtitles | لا، لم أتصل تحديداً للتحدث مع الطبيب (بيرمان). |
| John'la konuşmak için mi tanka girdi? | Open Subtitles | هل ستعود للتحدث مع (جون سكوت)؟ |
| Ben Karan'la konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | ...(أنا هنا للتحدث إلى (كاران |
| Ben Karan'la konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | ...(أنا هنا للتحدث إلى (كاران |
| Bir siber konferansta Aaron Kalloor'la konuşmak için Vegas'a gidiyor. | Open Subtitles | إنه ذاهب إلى "فيغاس" ليتحدث مع (أيرون كالور) في مؤتمر الواقع الإفتراضي |
| Biz sadece Vijay'la konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نحن نريد فقط لاجراء محادثات مع فيجاي. |