Çok gizli alerji araştırma laboratuvarında bir karışıklık meydana geldi. | Open Subtitles | حدث ليلة أمس, شغب فى مختبر خاص بالأبحاث المتعلقة بالحساسية |
Çok merak ettiysen bilgisayar laboratuvarında sayfa aranjmanı yaptık. Anlamadım. | Open Subtitles | بسبب أشياء الإئتمان الإضافية ، كنت أنسق في مختبر الحاسوب |
O gece, yunus laboratuvarında sana söylediğim her şeyi geri alıyorum. | Open Subtitles | انا استعيد كل شيئ قلته لكي هده الليلة في مختبر الدلافين |
laboratuvarında 36 yaşam hücresi var, ters piramit şeklinde düzenlenmiş ve en üst sırada 8 hücre mevcut. | TED | يوجد في مختبرك 36 خلية بيئية، مُنظمة على شكل هرم مقلوب، حيث يوجد 8 خلايا في الصف الأعلى. |
Belki de onu tutukladığımızda laboratuvarında bulup aldığımız bir şeyi istiyordur. | Open Subtitles | أردات شيئاً من مختبرها شيئاً قمنا بمصادرته عندما أعتقلناها معملها ؟ |
Ama, sinirden kafayı yemiş bir keşle kendimi bir met laboratuvarında buldum. | Open Subtitles | عوضًا عن ذلك، وجدت نفسي في وسط مختبر مخدرات مع مدمن غاضب. |
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde robotlarla insanlar arasındaki bu ilişkiyi inceledim, ve şimdi medya laboratuvarında kendi takımımdaki inanılmaz yetenekli öğrencilerle birlikte çalışmaya devam ediyorum. | TED | و هكذا خلال العدة سنوات الماضية كنت اواصل استكشاف هذا البعد الشخصي للروبوتات الان في مختبر الوسائط مع فريقي من الطلاب الموهوبين بشكل لا يصدق |
Burda gördüğünüz vidyodaki gibi -- bu vidyo Northeastern üniversitesi'nde David DeSteno'nun laboratuvarında çekildi. | TED | و هكذا في الفيديو هنا هذا هو شريط فيديو مأخوذ من مختبر ديفيد ديستينو في جامعة نورث إيسترن |
Ve 60 ların ortasında California’daki Stanford Araştırma laboratuvarında çalışırken bu fikri gerçekleştirme fırsatına sahip oldu. | TED | ومع منتصف الستينات، كان قادرا على ترجمة المقال إلى فعل عندما عمل في مختبر ستانفورد للبحث في كاليفورنيا. |
Üniversitesinde Fabian Monrose'nin laboratuvarında yaptıkları ve baktığınızda sezgisel bir şey ama şaşırtıcı türde. | TED | كان هذا مختبر فابيان مونسورس في جامعة كارولينا الشمالية، وما فعلوه كان شيء بديهي بمجرد رؤيته، لكن فيه نوع من المفاجأة. |
Philips Elektronik'in bundan 20 yıl sonrasıyla ilgilenen, uzak gelecek tasarlama araştırma laboratuvarında çalıştım. | TED | لقد عملت في شركة فيليبس للإلكترونيات في مختبر بحوث التصاميم المستقبلية ، بالنظر إلى مابعد ٢٠ سنة في المستقبل. |
Çocukluğumda, babamın üniversitedeki laboratuvarında oynardım. | TED | خلال طفولتي، لعبت في مختبر والدي في الجامعة |
Jim ameliyatları sonrası MIT laboratuvarında. | TED | هذا جيم في مختبر معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا بعد عملياته الجراحية. |
Abby, biri seni kendi laboratuvarında öldürmeye çalıştı. Orada güvende değilsin. | Open Subtitles | شخص ما حاول قتلك في مختبرك أنتِ لستي بمأمن هناك |
Çünkü laboratuvarında koca bir metal kap bununla dolu. | Open Subtitles | لأنّها حصلت على أسطوانة كبيرة في مختبرها |
Baskın yaptığımız Agrokimya laboratuvarında Parazit organizma araştırmasına öncülük ediyordu. | Open Subtitles | كان يقود بحثا عن بنية الطفيليات بمختبر الكيماويات الزراعية الذي داهمناه |
Oğlum hastayken akciğer laboratuvarında çok zaman geçirmiştim. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الوقت في مخبر امراض الرئه عندما كا ابني مريضا |
Uyuşturucu laboratuvarında güzel iş çıkardın. | Open Subtitles | تهانينا بخصوص مُختبر المخدرات. |
Polis birimindeki herkesin polis laboratuvarında dizayn edilmiş aşıları yapması zorunludur. | Open Subtitles | إن جميع أفراد الشرطة في القسم يشترط أن يحصلوا على التطعيمات الإلزامية المصممة في مختبرات الشرطة للضباط فقط |
Nebraska'dan buraya oyuncu olmak için taşındım ama şimdi Caltech'teki mühendislik laboratuvarında yüksek teknolojili navigasyonun prototipinin yapımına yardım ediyorum. | Open Subtitles | انتقلت هنا من نبراسكا لأصبح ممثلة والان أجلس بمعمل هندسة في كال تاك أُساعد بصنع نموذج توجيه عالي التقنية |
-O bunun üzerinde çalışıyordu. -Babanın laboratuvarında mı? Hayır, kendi yerinde. | Open Subtitles | هو كَانَ يَعْملُ على مجال بيريليومِ في مختبرِ أبّيكَ؟ |
laboratuvarında kalırsın ve kemiklerinle oynarsın bunların hepsi güzel şeyler. | Open Subtitles | يمكنك البقاء في المختبر واللعب مع عظامك وجميع اغراضك الجيده |
O zaman kostüm hala laboratuvarında olmalı. | Open Subtitles | أوه. حسنا، يجب أن لا تزال لديها في مختبره. |
Emin olmak için profesörün laboratuvarında bulunanlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسناً ، لنتأكد وحسب ، دعينا نتفقد ما وجدتيه بمُختبر الأستاذ ، حسناً ؟ |
Burada olduğun için Humanich laboratuvarında bir takım değişikler yapacağım. | Open Subtitles | بما أنكِ هنا سوف أقوم ببعض التغييرات في معمل الهيومانكس |
LM: Bildiğim kadarı ile o laboratuvarında çok çalışıyor ve çılgın fükürler üretiyor. | TED | لوك: مما أعرفه، أنه يعمل بجد بالغ في معمله ويحصل على نتائج مجنونة. |