"lambaları" - Traduction Turc en Arabe

    • المصابيح
        
    • الأضواء
        
    • أضواء
        
    • الاضواء
        
    • الأنوار
        
    • أنوار
        
    • إنارة
        
    • بمصابيح
        
    • اضواء
        
    • إنارات
        
    • ومصابيح
        
    • مصابيح
        
    • إضاءة
        
    Kızım, lambaları buraya koyun. İki tane lamba dedim ya. Open Subtitles أحضري المصابيح إلى هنا يا فتاة، لقد قلت لكِ مصباحين.
    Tavana bakın, tüm lambaları görüyoruz. TED انظر الي السقف,انت ترى كل هذه المصابيح الكهربية
    Böylece çalışanlar Catalina'ya doğru yola çıkaraktan lambaları yerleştiren denetleme ekibine ihtiyaçları olan fırsatı tanımışlardı. Open Subtitles واتجه الموظفين إلى كاتالينا حيث منحوا فريق المراقبة الذي قام بتعديل الأضواء, الفرصة التي كانوا بحاجتها
    O lambaları yerinde tutmak için güvenlik halkası ya da başka bir şey bulun. Open Subtitles أبحث عن سلسلة أمان أو أى شيء . لإبقاء هذه الأضواء مكانها
    Tellerin ucunda elektrik lambaları ve herkesin yüzünde gülümse var Open Subtitles عِنْدَهُمْ أضواء كهربائيةُ على الخيوطِ وهناك إبتسامة على كُلّ شخصِ
    Zemin kata gidin, lambaları görürsünüz. TED انظر الى المسرح الرئيسي انت ترى كل هذه المصابيح
    İçinde pervane var, ısıyı far lambaları ile veriyor, alarm olarak kapı açık uyarısı kullanılmış. Araba aküsü ile çalışyor. TED تحتوي على مروحة، تحتوي على المصابيح الأماميّة للتّدفئة، تحتوي على أجراس الباب للتّنبيه. وهي تشتغل بالبطاريّة.
    Her gece bir odadan diğerine... lambaları yakamaya gider... ta ki o koca karanlık odalar aydınlanana dek. Open Subtitles كل ليلة يذهب من غرفة إلى أخرى يقوم بإضاءة المصابيح المظلمة حتى تتحول الغرف الكبيرة المعتمة إلى شعلة من الضوء
    Sönük lambaları yakarak yitirdiğimiz bir geçmişi aydınlatıyoruz. Open Subtitles نقوم بإضاءة المصابيح المظلمة لننتذكر الماضي الذي ولّى
    - İçeri odadan lambaları getirdim. - Bu yıl onları takmak istemiyorum. Open Subtitles ابي,انا لا اريد ان نضع هذه المصابيح لقد اشتريت هذه البارحة
    Tıpkı deniz bizi sallıyor ve biz de bu arada etrafta yüzerek... lambaları ve mobilyaları fırçalıyor gibiydik. Open Subtitles بدأ الأمر وكأن البحر يهددنا .. بينما نحن نسبح فيه ننظف المصابيح والأثاث
    Bizim tek yaptığımız yeşil lambaları kırmızı lambalarla değiştirmekti. Open Subtitles ما حدث بنظام التبديل السحري لكن كل ما فعلنا هو مسح الأضواء الخضرة باللون الأحمر
    lambaları şarj edersek buradan gidebiliriz. Open Subtitles إن قمنا بشحن الأضواء سوف نتمكن من الخروج من هنا
    Her otelin koridorundaki tüm lambaları kırmaya çalışırdık. Open Subtitles نحاول أن نكسر جميع الأضواء في الأروقة في كل فندق.
    Tellerin ucunda elektrik lambaları ve herkesin yüzünde gülümse var Open Subtitles عِنْدَهُمْ أضواء كهربائيةُ على الخيوطِ وهناك إبتسامة على كُلّ شخصِ
    Elimde hala çalışan UV lambaları olduğuna dua et sen. Open Subtitles فقط كن ممتناً , مازال لدينا أضواء فوق البنفسجية وصالحة
    Otobanda yol alıyorsunuz ve bir anda sonsuz sıralı stop lambaları ötede görünüyor. TED بينما تقود عبر الطريق السريع فجأةً تظهر أضواء مكابح لا متناهية أمامك.
    6,500 pencereyi yeniledik tüm lambaları LED'lerle değiştirdik ısıtma ve soğutma sistemlerini yeniledik. Open Subtitles نحن التعديلي 6500 النوافذ، استبدال جميع الاضواء مع نظام بيانات تطبيق القانون، redid أنظمة التدفئة والتبريد.
    Tabii ki istiyorum. O zaman sakin ol. Renkli olmayan lambaları söndür. Open Subtitles إذاً استرخي ، وأغلقي جميع الأنوار التي لا يوجد بهـا مصابيح ملونة
    Bu acil durum lambaları yanmalı. Open Subtitles حسناً، أنوار الطوارئ سوف تضيء قريباً
    Telefonlar çalışmıyor, sokak lambaları yanmıyor. Open Subtitles خطوط الهاتف انقطعت. لم تعد هناك إنارة فى الشوارع...
    Bu yolda lambaları yakmadan gidebilmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نكون قادرين على القيادة على هذا الطريق بمصابيح أمامية مطفأه
    Kırmızı çatı lambaları öğlen güneşiyle parlarken köpekler bile tamamen sessizdi. Open Subtitles "اضواء السقف الأحمر اديرت تحت شمس العصر, وحتى الكلاب صمتت قليلا."
    Yeni taktığım hareket sensörlü lambaları görmüşsündür sanırım. Open Subtitles أظنّكَ رأيتَ إنارات استشعار الحركة الجديدة التي ركّبتُها للتوّ
    Ayarlanabilir yatakları, alkışla kapann lambaları var. Open Subtitles ، إن لديهم أسرة اسفنجية قابلة للطي ومصابيح تطفأ بالتصفيق
    Bizim işimiz balina avlamak ve yeryüzünün lambaları için yağ elde etmek. Open Subtitles إن مهمتنا بالحياة اصطياد الحيتان ونأخذ من دهونها لتستمد به مصابيح العالم
    1929'de ise her yerde elektrik lambaları vardı. TED بحلول عام 1929 , كانت توجد إضاءة كهربائية في كل مكان.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus