lavantalı çöreğimizin yanında lavanta çayı da içebilecekmişiz. | Open Subtitles | حسناً. نستطيع أيضاً شرب شاهي الخزامى بينما نأكل كعكة الخزامى |
lavantalı gençleştirici maske de dahil mi tüm bu boklara? | Open Subtitles | هل هذا القرف يشمل أيضا الخزامى تجديد قناع الوجه؟ |
Tamam, bu ballı lavantalı dondurma çok lezzetli ama gerçekten 45 dakika beklemeye değer mi? | Open Subtitles | نعم، أتفق أن هذه البوظة بطعم العسل الخزامى لذيذة؟ لكن هل حقاً يستحق الإنتظار لمدة 45 دقيقة؟ |
Peki ya,o bana birşey almamışsa ve ben de elimde şili biberli yada lavantalı yada balık aroması enjekte edilmiş bir kutu çikolatayla orda kalakalırsam? | Open Subtitles | ولكن لو لم يحضر لي اي شي وحضرت مع علبة شوكولا بفلفل حار او لافندر او سمك مدخن سائل .. |
Ve lavantalı dondurma yediklerimin en iyisi tüm hayatım boyunca hiç denememiştim | Open Subtitles | ومثلجات اللافندر كانت أفضل حلوى من أي نوع.. أكلتها في حياتي على الإطلاق |
- Sorun yok, Niles. Oradaki mağazadan lavantalı sabun alabilirdim, Frasier. | Open Subtitles | ساذهب بسرعة للاسواق هناك واشتري القليل من حساء الخزامي |
Oraya gidiyorsun, ona neler hissettiğini söylüyorsun sonra cafcaflı bir lavantalı şampuan götürüyorsun çünkü şampuan bir kadının kafasına yapabileceğin en seksi şey... | Open Subtitles | يمكنك السير هناك، كنت أقول لها كيف كنت تشعر، وجهتم زجاجة الهوى من الخزامى الشامبو، لأن غسل الشعر بالشامبو رأس امرأة |
Ve hediye paketinden, lavantalı banyo boncukları çıktığında, zaten kendimi berbat hissedeceğim. | Open Subtitles | عندما تفتحين خرز الخزامى في الحمام |
Fırında pişmiş lavantalı güvercin. | Open Subtitles | حمام مع صلصة الخزامى |
Adamın teki lavantalı duş jelimi çaldı ve ben de kafasını banyonun fayanslarına vuruyordum ve sonra "DeAndre eğer gardiyanları çağırırsan, seni öldürürüm." dedim. | Open Subtitles | أحدهم سرق غسول الخزامى الخاص بي ولقد قمت بضرب رأسه في بلاط الحمـام وقلت له، (دياندري)، إذا ناديت الحراس، |
Tarçınlı kurabiye içinde lavantalı keçi peyniri dondurması. | Open Subtitles | لافندر جبن الماعز الجليد كريم على ملفات تعريف الارتباط القرفة. |
Sonrasında da seni evine, kendi imalarımız olan lavantalı fırçamızdan hediye ederek uğurlayacağız. | Open Subtitles | ثم نعيدكم للمنزل مع هديتنا الخاصه من مسحوق اللافندر الذي نصنعه هنا |
lavantalı banyo tuzum da tam bitecek zamanı bulmuş. | Open Subtitles | اخترتُ وقتا جيدا للخروج من فقاعات حمام اللافندر |
lavantalı tuvalet suyu. | Open Subtitles | إنه كالماء برائحة اللافندر للمرحاض |
Domates, soğan ve biraz da lavantalı yapıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمون الطماطم .. والبصل والقليل من.. نبات الخزامي البرّي |