Solcu liberal bir üniversite profesörü için cidden berbat bir işti. | Open Subtitles | .. كان عملاً لايُستهان بِه . من أستاذ جامعةٍ يساري ليبرالي |
Ve aynı işi yapan beyaz, liberal bir doktor sizin işinizi görmezdi öyle mi? | Open Subtitles | وإذا كان هناك دكتور ليبرالي أبيض يعمل الشيء ذاته، فلن يخدم هدفك؟ |
Bu Avrupa ve liberal demokrat dünyanın birçok yerinde görülen bir durum. | TED | هذا الأمر يتكرر في أنحاء أوروبا وجزء كبير من العالم الديمقراطي الليبرالي. |
liberal biri, eğitimli ve zenciler gibi düşünen bir komünisttir. | Open Subtitles | الليبرالي هو شخص شيوعي ذو تعليم عالي يفكر بطريقة الزنوج |
Siz ikiniz bu kasabada o liberal dedikodu müsveddesini alan tek kişilersiniz, ama dağıtıcı bana sekiz tane aldırıyor. | Open Subtitles | أنتما الإثنان الوحيدان في البلدة اللذان تشتريان صحيفة القيل والقال الليبرالية تلك لكن الموزع يجبرني علي شراء ثمانية نسخ |
Ama bence şayet liberal demokrasi tarihinin sonuna geldiysek burada büyük bir tezat veya terslik var. | TED | أرى أن الديمقراطية الليبرالية إذا كانت هي نهاية التاريخ، فهناك مفارقة كبيرة أو تناقض في الأمر. |
Böylece liberal ve muhafazakarların basit bir kumar oyununda karar mekanizmalarını görebilecek. | Open Subtitles | كيف أدمغة الليبراليين و المحافظين عالجت اتخاذ قرارات في لعبة قمار بسيطة. |
Biz çok liberal bir şehirde yaşadık ve babam Demokrat Parti'de bir politikacıydı. | TED | كنا نعيش في مدينة ليبرالية جدًا و كان والدي سياسيًا تابعًا للحزب الديمقراطي. |
Harika, liberal Hollywood'dan ders almak tam da istediğim şeydi. | Open Subtitles | عظيم , هذا ما احتاجه درس من متحرر من هوليوود. |
O... O Archie Bunker'ın ateşli bir liberal olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | أجل, كان يظن أن آرتشي بانكر ليبرالي شخصية من مسلسل أمريكي كوميدي |
O, zayıf, efemine bir liberal ve onu da diğer çöplerle beraber atmalısın. | Open Subtitles | إنهُ ليبرالي ضَعيف و مُتراخي و عَليكَ رَميهِ معَ بَقيَة النُفايات |
Her türlü liberal sike katılabilirsin ama asla yazılandan paçanı kurtaramazsın. | Open Subtitles | تبا ، بل أي برنامج ليبرالي لم سبق له الخروج من الورق الذي كُتب عليه |
Yeni liberal Parti'nin adayı Antioquia'daki en çok oy alan kişiydi. | Open Subtitles | الحزب الليبرالي الجديد لديه مرشح يملك معظم أصوات الناخبين في أنتيوكيا |
Ve bu esnada durulmuş ülke vatandaşları tarihteki gelişmelerin ve liberal düzenin kazandığı zaferin tadını çıkarıyor olacaklardı. | TED | وفي تلك الأثناء، يمكن لمواطني الدول المستقرة أن يَطمَئِنوا لتقدم التاريخ وانتصار النظام الليبرالي. |
Hayır bak. Ben liberal taraftayım. Yoldan çıkmak kilisenin başka bir parçası. | Open Subtitles | كلا،انظروا أنا الجناح الليبرالي على الجانب الآخر من الكنيسة. |
liberal özgürlükleri çiğneyen demokratik normları umursamayacak, sadece birtakım şeyleri halleden popülist siyasetçileri seçelim . | TED | دعونا نختار شخصا غوغائيا، شعبويا سيتجاهل الديمقراطية، سيدوس الحريات الليبرالية لنتقدم شيئا ما، |
Gabriel García Márquez, Muhafazakâr ve liberal siyasi partiler arasındaki sivil çatışmalardan ayrı olarak parçalanmış bir Kolombiya'da büyüdü. | TED | نشأ غابرييل غارسيا ماركيز في كولومبيا التي مزقتها الصراعات الأهلية بين المحافظين والأحزاب السياسية الليبرالية. |
Aslında, bugünün liberal demokrasileri, köklerini Atina demokrasisinden almıyor. | TED | وفي الواقع، ليس لدى ديمقراطياتنا الليبرالية اليوم جذورًا في أثينا القديمة. |
Birçok kendini beğenmiş, şehirli, liberal arkadaşım böyle bir maceraya gittiğime inanamadı. | TED | لم يستطع العديد من أصدقائي الليبراليين والمغرورين الحضريين تصديق أنني سأذهب في مثل هذه الرحلة. |
O da, benim gibi liberal demokratlığa adanmış bir ailede doğup büyümüştü. | TED | وهي مثلي تماماً، ولدت وتربت في عائلة ديمقراطية ليبرالية. |
Ben liberal görüşlü bir editörüm. Dilediğinizi yazabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا رئيس تحرير متحرر و تستطيع كتابة ما تريد |
# Medya çok liberal ve herkes çok şişman # | Open Subtitles | وسائل الاعلام متحررة جدا والجميع سمينون جدا |
liberal demokrasilerde, şekli bir demokrasimiz var. | TED | لدينا في الديمقراطيات التحررية ما يشبه الديمقراطية. |
Böyle saçma şeyleri nereden öğrenmişsin bilmiyorum çünkü senin annen kaçık bir liberal o yüzden aklına nereden girdiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أتعلمي ، لا ادري من اين تأتي بهذا الهراء لأن أمك ليبراليه مهووسه لذا انا لا اعرف كيف تتكلمي هكذا |
Kendimi kitaplarıma adadım ve onun nefret ettiği liberal bir eğitim aldım. | Open Subtitles | لقد دفنت نفسي بين كتبي وحصلت على التعليم التحرري الذي كان يمقته |
Ona feminist liberal bir ikondan fırsatçı gizli bir muhafazakara soğuk ve hırslı birinden sıcakkanlı, çekici ve haksız yere suçlanmış birine kadar her şey söylendi. | Open Subtitles | لقد لقبت بكل شيء , بدايةً من الرمز المتحرر النسائي إلى المتحفظة المنغلقة الإنتهازية صلبة وطموحة |
Mahkemede liberal çoğunluk olmadığı sürece, temyizimiz reddedilecek. | Open Subtitles | من دون صوت الأغلبيّة الليبراليّة في المحكمة، يُمكن أن يُنكر الاستئناف. |
Buralarda liberal canavarın sözü geçiyor. | Open Subtitles | لليبراليين جمهورهم هنا. |
Modern liberal bir bireyselciye "Bir vaaza ne dersin?" | TED | اذا قلت لشخص لبرالي مستقل, "ما رايك في موعظة ؟" |
O da fazla liberal. | Open Subtitles | كلا، فهو متحرّر جداً. |