| Linux'un ve internetin benimsenme dönemecine bakın... kesinlikle birbirinin izlerini taşır. | Open Subtitles | و منحنى تبني اللينكس ومنحنى تبني الانترنت فهما يطابقان بعضهما تماما |
| Linux'un ne olduğunu anlatmaktan çok önce siz OS nedir onu açıklamak zorundasınız. | Open Subtitles | للقيام بشرح ما هو اللينكس علينا ان نشرح ما هو نظام التشغيل |
| Linux ve Açık Kaynak olamazdı. | Open Subtitles | فمن غير المحتمل ان نظام اللينكس والمصادر المفتوحة |
| Çünkü ilk ticari Linux dağıtım cd kopyası gönderilmişti bana. | Open Subtitles | لأنه ارسل الي نسخة من اول قرص لتوزيعة لينكس تجارية |
| IBM'in Linux hareketine 400 milyon dolarlık yazılım vermesi ve karşılığında birkaç milyar dolarlık kar etmesi gibi. | TED | شركة آي بي إم أعطت 400 مليون دولار قيمة برمجيات لحركة برنامج التشغيل لينكس ، وهذا أعطاهم مكاسب بالمليارات. |
| Linux işletim sistemini kullanan programcılar 2003 yılında benzer bir sorunla karşılaştı. | TED | مبرمجو نظام التشغيل لينكس واجهوا مشكلة مشابهة في عام 2003. |
| Aşırı verimli fakat anlaşılması zor olan Linux pengueni gibi arkadaşları vardı. | TED | وكان لديها أصدقاء مثل لينوكس البطريق الفعال بشكل عنيف، ولكن المستعصي نوعاً ما على الفهم |
| İşyerinden çıkınca Linux kullanabilecektim evimde. | Open Subtitles | وتمكنت من الحصول على نظام اللينكس مع الجهاز |
| Şey, savunulur tabi savunulur ama Linux'un dağıtımını GNU için yaparsanız savunulur. | Open Subtitles | حسنا اعتقد انها مبرره. ولكن ذلك في حالة عملت توزيعة غنو لنظام اللينكس |
| Linux'u bayadır kullanan ve gayet iyi bilen bir sürü öğrenci. | Open Subtitles | استخدموا اللينكس منذ فترة وعلى علم تام به |
| Ve e-ticaret şirketleri Microsoft'un Windows'una karşı Linux'u seçtiler. | Open Subtitles | وشركات التجارة الالكترونيه لتفضل اللينكس على نوافذ مايكروسوفت |
| Diğer taraftan, Linux dünyasında neler olduğunu saptadığım... bu daha p2p'ye yakın piyasa ya da pazar stili gibiydi. | Open Subtitles | ومن ناحية اخرى، ما ميزته يحدث في عالم اللينكس كان متناضرا اكثر، وغير مركزي كطراز السوق او البازار |
| Bütün dikkatler Linux OS üzerinde toplandı. | Open Subtitles | و جلبت الكثير من الانتباه الى نظام اللينكس |
| Ama diğer taraftan Linux'la çalışan bir sürü Linux insanı da var. | Open Subtitles | يعني ان هناك أناسا اعتادوا على العمل على اللينكس بشكل جانبي |
| Linux her bir görevi önem sırasına göre derecelendirirdi bazen de görevleri yapmak yerine önem sırası için daha çok zaman harcardı. | TED | كانت لينكس تقوم بترتيب كل مهمّة من مهامها حسب أهميّتها، مستغرقةً أحياناً وقتاً أكثر في ترتيبها بدلاً من أدائها. |
| "Linux'a destek verenleri inceledik. Çoğu yama, sadece o yamayı yapan programcı tarafından yapılmış." | TED | حسناً؟ لقد نظرنا الى من يساهمون في بناء لينكس ، ومعظم البرمجيات تم إنتاجها بواسطة مبرمجين الذين أنجزوا شئ واحد فقط. |
| Çok belirgin olmayacak; Microsoft Linux'a karşı gibi olmayacak-- Her türlü şey arada olacak. | TED | لن يكون هناك فاصلاً واضحاً , لن تكون ميكروسوفت ضد لينكس سوف يكون كل أنواع الأشياء ما بينهما |
| Buraya bakarsanız, kırmızı olarak görünen Linux ve yüzde 20'yi buldu. | TED | اذا نظرتم هنا، لينكس هنا باللون الأحمر، وقد وصل إلى 20 في المائة. |
| GNU'daki eksik Linux'takine cidden tam uyuyordu. | Open Subtitles | فعليا ، كانوا يضعون لينكس في الفراغ في نظام قنو |
| 26 terabayt da yaklaşık bu büyüklükte bir bilgisayar sistemine sığar. Linux sürücüleri ile birlikte toplamda 60000 dolara mâl olur. | TED | تتسع 26 تيرا بايت في نظام كمبيوتر تقريباً بهذا الحجم على سواقات لينوكس الدوارة, و تكلفتها بحدود 60,000 دولار |