Louisville Kentucky'de bulunan Sahara isimli country-western kulübünde tanıştılar. | TED | التقيا في ناد يدعى الصحراء في لويزفيل بولاية كنتاكي. |
Onlara bu belgeseli götürürüm ve Louisville, Kentucky'deki, hemşerilerimin moralini yükseltebilirim. | Open Subtitles | ويساعد على رفع مستوى شعبي في لويزفيل ، كنتاكي ؛ |
GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. | TED | جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح. |
Cynthia Brown: Louisville Oteli kadınlar için sadece bir rehabilitasyon hizmeti değil, ayrıca bir iş gücü programı. | TED | سينثيا براون: فندق لويسفيل لم يكن مجرد مرفق لإعادة التأهيل للنساء، إنه برنامج القوى العاملة. |
Uzun zaman önce 1941'de Louisville adlı bir kasabada, | Open Subtitles | ظهر طريق في بلدة أحادية حصان مسمى لونسفيل كنتاكي |
Çünkü haftaya Louisville'de olacak. | Open Subtitles | .. إنها ملتزمة بأن تظهر في لوفيل"، الأسبوع القادم" |
Louisville'de benim gibi insanlarla çalışmış deneyimli birileriyle konuştuğunuzu söylemiştiniz. | Open Subtitles | "قلت انك تحدثت مع اشخاص من "لوزفيل لديهم خبرة في التعامل مع اشخاص مثلي؟ |
Oradaki ilk haftamda Louisville'deki suyun Kentucky Derby ahırlarındaki... | Open Subtitles | في أسبوعي الأول هناك، سمعت إشاعة 'أن كل المياه في مدينة 'لويزفيل |
Yazık oldu, çünkü Louisville Yarasaları'nın menajer asistanıyım. | Open Subtitles | حسنا، هذا عار لأنني من الخفافيش مساعد لويزفيل باتس |
Sen Louisville'e annene bakmaya gidiyorsun ben de Kansas City'deki tıbbi uygulamama geri dönüyorum. | Open Subtitles | ستسافرين إلى لويزفيل لرعاية والدتِك، وسأعود إلى ممارستي الطبيّة |
Ona İncil'i okumak ve Tanrı'yla arasının iyi olmasını ummak için sık sık Louisville'e gidiyorum. | Open Subtitles | أذهب إلى لويزفيل في كثير من الأحــــــيان بقدر ما أستطيع لأقرأ لها الكتاب المقدس، على أمل أنْ يرضى عنها الرب. |
Louisville'de ki terapistim arkamdan olanlarla ilgili umutlarımla ve burayla yüzleşmemi söyledi. | Open Subtitles | طبيبي في لويزفيل أخبرني أنه علي العودة ومواجهة هذا المكان إن كان لذي أمل في نسيان ماحدث |
Bazı şehirler sakin ve çalışkandır, Düsseldorf veya Louisville gibi. | TED | بعض المدن كادحة ولكن على نحو هادئ، مثل مدينة دوسلدورف أو مدينة لويسفيل. |
Evet, efendim. Oldukça eminim. Louisville'de. | Open Subtitles | أجل يا سيدي أنا واثقٌ من ذلك اتضح أنها في لويسفيل |
Louisville Polis Departmanı da bunu doğruladı. | Open Subtitles | لقد تأكدت من المعلومات من قسم شرطة لويسفيل |
Demek Başkan bugün Louisville'i ziyaret edecek. | Open Subtitles | أفهم أن الرئيس سيقوم بزيارة لويسفيل بالغد |
Çocukluğum Louisville, Kentucky'de geçti. | Open Subtitles | ك ولد كبرت في لونسفيل , كنتاكي |
Babam Louisville'deki en iyi pano ressamıydı. | Open Subtitles | أبي كان أفضل رسام في لونسفيل كنتاكي |
Louisville'in iyi insanları onsuz bir ay daha geçirebilir. | Open Subtitles | شعب "لوفيل" الطيب لن يتأثروا بدونها لشهرٍ آخر |
Ve birkaç dakika sonra, Louisville'den Cassius Marcellus Clay... | Open Subtitles | فى خلال بضع دقائق ... "لوزفيل كاشيوس مارسيليوس كلاى" |
Elijah'in Louisville'deki evden gonderdigi yazilimi, bizim muhbirin verdigiyle karsilastirdim... | Open Subtitles | قارنت ترقية البرنامج الذي ارسله ( إيلايجا ) من حريق ( لويزيانا ) مع الذي اخدنا من مخبرنا |
Louisville, Kentucky, ha? | Open Subtitles | (لوفل) ب(كنتاكي)؟ |
Kimin için Louisville'm girdim. Hayatımı kimin üzerine planladım? | Open Subtitles | و الذى ذهبت الى لويس فيللى من أجله و الذى خططت حياتى لنبقى سوياً |
Meslek olarak Tori, memleketi Kentucky'nin Louisville şehrinde proje müdürü olarak çalışıyordu. Fakat esas tutkusu kâşiflikti. | TED | مهنيًا، تعمل توري كمديرة مشاريع لبلدية لويفيل في كنتاكي، مسقط رأسها، لكن شغفها هو الاستكشاف. |
1998'de Louisville, Kentucky'de yaşayan bir lise öğrencisiydim. | TED | في 1998، كنت طالبة في الثانوي في لويفيل، كنتاكي. |