Yardımınızdan dolayı burada bir müşteri ile oturuyorum. | Open Subtitles | أجل, حسناً, بسبب مساعدتكِ أنا أجلس هنا مع عميل واحد. |
Şu bölgede bir müşteri ile görüşmesi gerekiyormuş ama gitmemiş. | Open Subtitles | موعده مع الطبيب كان من المفترض ان يلتقي مع عميل هنا لكنه لم يأتي |
Bir müşteri ile yemeğim vardı ve telefonumu ofiste unuttuğumu hatırladım. | Open Subtitles | لقد تناولت العشاء مع عميل ثم ادركت اني نسيت هاتفي في المكتب |
Israr edeceğim başka bir nokta da, eğer bir müşteri ile sözleşmişsem bu sözümü tutacağıma dair belli ölçüde güvence vermeniz. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي سوف أصر عليه نوع من التأمين ذلك عندما آخد موعد مع زبون أنا في موقع للحفاظ على هذا الموعد |
10.30 da bir müşteri ile Wingfoot'ta golf maçım var, hani şu Howell denen adam. | Open Subtitles | لدي موعد لشرب الشاي في العاشرة و النصف |
Bir müşteri ile özel bir konuşma yapma hakkına sahibiz. | Open Subtitles | لدينا الحق بمحادثة خاصة مع عميل مُحتمل |
Şehir dışında, bir müşteri ile görüşeceğiz... | Open Subtitles | سوف نتقابل مع عميل في أعلى المدينة... |
Bir müşteri ile önemli bir görüşmem var. | Open Subtitles | لدىَ اجتماع مهم مع عميل |
Bir müşteri ile görüşmem vardı. | Open Subtitles | مقابلة مع عميل |
Bir müşteri ile görüşmem var. | Open Subtitles | -لديّ اجتماع مع عميل . |
Bir müşteri ile çalışıyor, bebek. Ama orada gör. | Open Subtitles | إنها مع زبون الآن ولكننى موجودة يا عزيزى |
Şu an müşteri ile birlikte, işi bittiğinde kendisine söylerim. | Open Subtitles | إنها مع زبون الآن، سأتصل بها عندما تنتهي |
10.30 da bir müşteri ile Wingfoot'ta golf maçım var, hani şu Howell denen adam. | Open Subtitles | لدي موعد لشرب الشاي في العاشرة و النصف في (وينغ فود) سأقابل زبوماً هناك لنلعب الغولف |