"müşterimizi" - Traduction Turc en Arabe

• عملائنا
• موكلنا
• عميلنا
• زبائننا
• زبوننا

Borsa değerimiz borcumuzu örtüyor. Ve sen en büyük müşterimizi soğutuyorsun.
إن سعر السهم , هو الوحديد الذي يغطي ديوننا وأنت تـُنـفـر منا أكبر عملائنا

En yeni müşterimizi anons etmek için izin geldi...
أظن أن علي ّ أن أمضي قُدُماً للإعلان عن أحدث عملائنا الجدد

Sevgili dostum hissediyorum ki davamız Le Strade'ın müşterimizi ahlaksızca asmasıyla sonuçlanacak ki bu da Scotland Yard için bir zafer olarak görülecek.
يا صديقى العزيز ,انى اشعر, بان قضيتنا ستنتهى بشكل غير مشرًف بشنق موكلنا بواسطة لو ستراد,

müşterimizi Fairy Tail'den kaçırdılar...
كيف يجرؤون بأن يأخذوا موكلنا مباشرةً من فايري تايل...

Çünkü ilk müşterimizi bulamadığımız müddetçe hayat koçluğu işi kalkışa geçmeyecek.
لأن عمل تدريب الحياة لن ينطلق حتى نحصل على عميلنا الأول.

Sanırım kayıp müşterimizi bulduk.
أعتقد أننا وجدنا عميلنا المفقود

Bak, Casey, hemen buraya gelmezsen, en büyük müşterimizi kaybedeceğiz.
إسمع، كايسي، سوف نخسر أهمّ زبائننا إن لم تأتِ إلى هنا.

Bizim müşterimizi çalmaya nasıl cesaret edersin?
كيف تجرؤ على سرقة زبوننا?

Olur da rekabet etmeme sözleşmesini ihlal eder, bir müşterimizi ararsa onu öyle bir dava ederim ki koca götlü, amele karısı ve iki velediyle Whacker üst geçidinin altında kartonların üstünde uyurlar.
إذا خالف شرط عدم المنافسة وقام بالأتصال بأحد عملائنا سأقاضيه بعمق وبقوة..

Ve en iyi dört müşterimizi kaybetmiş olabiliriz.
و ربما نكون قد خسرنا للتو أربعه من أهم عملائنا

Üç numaralı konu, tabii zamanımız kalırsa, en büyük müşterimizi kaçırdık.
رقم ثلاثة ، لقد خسرنا أهم عملائنا

Huck'a müşterimizi hemen güvenli bir yere götürmesini söyle!
سوف يقتلوه. أخبروا هاك أن ينقل موكلنا إلى مكان آمن الآن!

Hâlâ dışarıda yalnız olan müşterimizi koruyorum.
أحمي موكلنا والذي مازال بالخارج وحيداً

müşterimizi araştırmak istediğini mi söylüyorsun?
هل تريد أن تحقق مع موكلنا ؟

Evet, müşterimizi, o korkunç adamdan kurtarmakla alakalı.
-أجل، بشأن تحرير عميلنا من ذلك الرجل المريع

O bizim müşterimizi kovdu ben de ona saldırdım.
قام بطرد عميلنا ، لذا قمت برد الصاع

Ayakkabılarını giy. müşterimizi odasına götür.
،ارتدي حذائك واصطحب عميلنا إلى غرفته

Yandaki lanet Cinnabon dükkanı bütün müşterimizi çalıyor.
شكرة سينابون اللعينة المجاورة تحصل على كل زبائننا.

Casey beni dinle. Eğer hemen buraya gelmezsen en iyi müşterimizi kaybedeceğiz.
إسمع، (كايسي)، سوف نخسر أهمّ زبائننا إن لم تأتِ إلى هنا.

müşterimizi geri kazanalım hadi.
لنقم بإعادة زبائننا

Müşterisi müşterimizi davaya ehliyetlendiriyor.
"هو الزبون الذي يرفع دعوى ضد زبوننا"