Ve bu son nokta görsel efektleri, mükemmellik için sabit bir arayış yapmıştır. | TED | وهذه النقطة الأخيرة قد جعلت من المؤثرات المرئية، بحثا دائما عن الكمال. |
Ulaşılmaz mükemmellik için uğraşıyoruz. | TED | ونسعى جاهدين لتحقيق الكمال البعيد المنال. |
Havanın kutsal oğlu, öfkenin babası, ateş kuvvetlice dans ediyor mükemmellik ve güzellik arasında. | TED | ابن الهواء المقدّس ووالد الغضب، ترقص الحرارة بحيوية بين الكمال والجمال. |
İmkansız olan mükemmellik kapanından kurtulmalarına yardım etmek istiyorsak onları aynı sorundan kurtulmuş bir toplumda yetiştirmeliyiz. | TED | إن كنا نريد أن نساعد شبابنا تجنب فخ تدمير الذات ألا وهو المثالية المستحيلة سنربيهم في مجتمع تغلب على الوهم ذاته |
Ama Kaos teorisi, rastgele olan herşeyin altında bir mükemmellik olduğunu ifade eder. | Open Subtitles | لكن نظرية الفوضى تشير ان هناك كمال مخفي في عشوائية كل شيء |
Aşağı yukarı böyle bir şey, mükemmellik insanlar için imkansız, dolayısıyla bu arayış kendinize duyduğunuz saygıyı mahvetmekle kalmayıp sizi başarısızlıkla damgalayacak. | TED | ربما مثلًا، أن الكمال مستحيل للبشر، ولذلك، فإن السعي لطلب الكمال لن يزعزع ثقتك بنفسك فقط ولكنه سيجعلك تفشل. |
Başarısızlık ve mükemmellik temelde aynı şey. | TED | أنظر، الفشل وعدم الكمال هم نفس الشيء تقريباً. |
Çünkü ciddi oyun sanatı mükemmellik değil, icat, değişim ve yaratıcılıkla alakalıdır. | TED | وذلك لان فن التصميم الجاد يتمحور حول الابداع، التغيير، الثورة- وليس الكمال. |
Bazen bu kolay değil. Sen mükemmellik istiyorsun. | Open Subtitles | فى بعض الاحيان لا يكون ذلك سهلا انت تنشد الكمال فى الناس |
Ve bütün o mükemmellik bütün o kontrol duygusu yerini berbat bir hisse bırakır. | Open Subtitles | كل ذلك الكمال كل تلك السيطره الجميله تتلاشا |
Her zaman mükemmellik için uğraşıyorum. | Open Subtitles | دوماً أسعى إلى الكمال , كما ترى ,لكن , لاشيء أبداً , متقن |
Her zaman mükemmellik için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا أناضل لأجل الكمال , كما ترى لكن لاشيء أبداً متقن أو مثالي |
mükemmellik arayışı içinde bu talimatlar harfi harfine yerine getirilmeli. | Open Subtitles | لتحقيق الكمال هذه التعليمات يجب أن تُنفذ حرفيا |
Kıllar bize biyolojimizi, nereden geldiğimizi hatırlatır. Ama kıl olmazsa geriye saf mükemmellik kalır. | Open Subtitles | الشعر يذكرنا بعلم الأحياء، أصلنا ولكن بدونه، هناك نوع من الكمال بدون شائبة. |
mükemmellik için yaptığımız mücadele bize lütuf veriyor. | Open Subtitles | إنه كفاحنا من أجل الكمال الذي يأتي لنا بالفضيلة |
mükemmellik arayışında başarısızlığın iyi bir şey olduğununda hemfikiriz, başarısızlık korkusu olmaksızın mükemmelliği aradığımızda neler başarabileceğimizi düşünün | TED | وقتها يمكننا أن نتفق بأن الفشل شيء جيد في سعينا إلى الكمال. وعندما نسعى إلى الكمال بدون خوف من الفشل، فكروا فقط في ما يمكننا تحقيقه. |
mükemmellik arayışımızda olan şey bu. | TED | أترون، هذا ما يحدث عندما نطلب الكمال. |
Bir insanın ulaşabileceği en yüksek mükemmellik seviyesine en yakın olan kız olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف أنها أقرب ما يكون إلى المثالية من أي إنسان |
Böyle bir mükemmellik kendimi zayıf hissettirmiyor güçlü hissettiriyor. | Open Subtitles | وهذا النوع من المثالية لا يشعرني بالضعف، |
Hayatın başlangıcından beri insan suretinde böyle bir mükemmellik görülmedi. | Open Subtitles | لا شيء يشبه كمال الشكل الأنساني و هذا شهد منذ بدء العالم |
Ve bu türde bir uğultuya sahip olduğun zaman, mükemmellik için çabalamaya karşı koyamıyorsun. | TED | وعندما يكون لديك طنين كهذا. لا يسعك سوى السعي وراء العظمة. |
Sen ve ekibin bu yarışa mükemmellik ve profesyonellik katıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وفريقك تجلبان الإمتياز والمهنية لهذا العمل |
Benim altında çalışan herkesten mükemmellik talep ederim. | Open Subtitles | انا أطلب الامتياز من كل الموظفين الذين يعملون من أجلى |
Gelecek için söz veremem, mükemmellik için de çünkü biz biziz, ben benim ve neler olacağını kimse bilemez. | Open Subtitles | , لا يمكنني أن أوعدك بمستقبل و لا يمكنني أن أعدك بالكمال لأننا كما نحن و أنا ما هو عليه و من يعرف ما قد يحدث |