Çok daha iyi, ancak mükemmellikten uzak. | TED | إنها أفضل بكثير، ولكنها ما زالت بعيدة عن الكمال. |
Şurandaki buruşuk et, mükemmellikten çok uzak. | Open Subtitles | ذلك اللحم المتغضّن على مفصل رسغكِ الكعبريّ بعيد عن الكمال |
Eğer acımasızca dürüst olmamız gerekiyorsa, 3 yaşındayken bana yaptığın o resim... mükemmellikten çok uzaktı. | Open Subtitles | ،حسنٌ، إذا أردنا أن نكون صادقين تماما تلك الرسمة التي صنعتها لي حين كنتِ في الثالثة كانت بعيدة جدّا عن الكمال |
Yani, mükemmellikten mi bahsediyoruz? mükemmellikten mi bahsetmek istiyorsun? | Open Subtitles | أقصد هل نتحدث هنا عن الكمال ( أتريد التحدث عن الكمال يا (براندون |
Yani, mükemmellikten mi bahsediyoruz? mükemmellikten mi bahsetmek istiyorsun? | Open Subtitles | أقصد هل نتحدث هنا عن الكمال ( أتريد التحدث عن الكمال يا (براندون |
- mükemmellikten uzaktırlar. | Open Subtitles | - هم بعيدون عن الكمال |
- mükemmellikten uzaktırlar. | Open Subtitles | - هم بعيدون عن الكمال |