"müzelere" - Traduction Turc en Arabe

• المتاحف
• للمتاحف
• متحف
• للمتحف
• متاحف
• المتحف
• والمتاحف

Sadece birlikte müzelere, partilere, dans etmeye gidebileceğim birini istiyorum.
أريد شخصاً لأذهب معه إلى المتاحف و الحفلات و الرقص

Kazancımızın fazlasını müzelere ve benzerlerine bağışlıyoruz.
والكثيرون منا من فاحشي الثراء يذهبون الى المتاحف,الخ.

İkinci olarak, size göstereceğim her şey işbirliği yaptığımız harika müzelere, arşivlere ve derneklere ait.
ثانيًا، كل ما سأعرضه عليكم ينتمي إلى المتاحف الرائعة، والمحفوظات والمؤسسات من تربطنا بهم علاقة الشراكة.

Evim sanatla çevriliydi ve erken yaşta sanat eğitimim oldu, yaz tatillerinde müzelere, sergilere götürülürdüm zorla.
كان منزلي محاطاً بالفن، وتلقيت تعليمًا فنيًّا مُبكرًا، حيث كان يتم سحبي للمتاحف والمعارض خلال عُطل الصيف.

Senin bir zaman makinen var, neden müzelere ihtiyaç duyasin ki?
لديك سفينة تسافر عبر الوقت لماذا تحتاج إلى متحف

Resim çizmeyi, müzelere ve bu tarz resimlere bakarak öğrendim.
علمت نفسي كيف أرسم بذهابي للمتحف ونظري للصور مثل هذه.

müzelere giden başka bir denizci tanıyor musunuz?
متاحف ؟ عفواً البحارة يلجأون إلي طرق أخري لدراسة التاريخ الطبيعي

girişindeki fıskiyeleri gördüğümde, şunu anladım; müzelere giden insanların bu fıskiyelere layık olduğu düşünülüyor.
وعند الاستقبال في فناءهم لاحظت ان لديهم نافورة لانهم يعتقدون ان من يذهبون الى المتحف يستحقون نافورة.

Kütüphanelere, müzelere, bilim merkezlerine gitmemize izin verirdi...
كان يدعنا ندخل في المكتبات . والمتاحف و مراكز العلوم

Eğer hiçbir şey bulamazsak uzun zaman önce orada bulunan ağaçların odunlarını ya da tohumlarını görmek için müzelere gidiyoruz.
وإذا لم نجد شيئاً على الإطلاق، نذهب إلى المتاحف لنرى بذور أو خشب الأشجار الموجودة هناك منذ زمن طويل.

müzelere gitme adetim yoktu.
لم اعتد على الذهاب إلى المتاحف في صغري.

Seni konserlere, müzelere, filmlere götürüyorum.
أصطحبكي معي الى الحفلات .و المتاحف و الأفلام

Seni konserlere, müzelere sinemalara götürüyorum.
أنا أخذك الى الحفلات ، المتاحف ، الأفلام.

müzelere karşı bir şeyin mi var?
أصبح لدى شيء ضدّ المتاحف؟ لا، لم احصل على شيء ضدّ المتاحف.

Ve her sabah bisiklet sürüyorlar ve müzelere gidiyorlar. - Lemon, sen zengin bir boşanmış kadın değilsin. - Biliyorum.
و ينسجون كل صباح, و يذهبون الى المتاحف ليمون, أنتي لستي مطلقه وثرية

müzelere bile konabilecek kadar güzel köprüler hem de. O müzeleri de ben tasarlayabilirim.
كباري جميلة جداً يمكنهم وضعها بمتحف ويمكنني تصميم هذه المتاحف

müzelere gidersin, otelde kalırsın Avustralyalı turistleri tavlarsın.
يمكنك الذهاب إلى المتاحف المكوث في الفنادق أغواء المسافرات الأستراليات

Hepsini almayacağım, Can. Bunların çoğu müzelere koyulacak.
لن أحتفظ به كله, ستذهب معظم تلك التحف الفنية للمتاحف

Otelde kalacağız, müzelere gideceğiz restoranlarda yemek yiyeceğiz.
سنبقى في فندق وسنذهب للمتاحف ونتناول الطعام في المطاعم

Ama etrafta koşturup müzelere galerilere gidip koşturmaya devam ettik!
و كانت مجرد ركض، ركض، ركض، ركض، متحف معرض، ركض، ركض، ركض ،ركض

Aylarca üstünde çalıştım ama başaramadım. Çünkü insanların tarihi müzelerden sıkılmış olduklarını düşündüm. Bilgiye ve doğal olarak bilgiyle dolu müzelere doymuşlardı. Bu, onların durumu sindirememesine sebep olabilirdi.
لقد عملت على ذلك لعدة أشهر ولم اتمكن من التعامل معها، لأنني شعرت وكان الناس يخرجون من المتحف التاريخي، مشبعين تماما بالمعلومات، ورؤية أخرى مع متحف المعلومات ، وسوف تجعلهم غير قادرين على الهضم.

müzelere giden o hıyarlardan biriyle tanışacak, Tanrı'nın cezası.
سوف تقابل إحدى هؤلاء الحثالة الذين يذهبون للمتحف

Onları bazı müzelere göndereceğim.
وسأرسلهم إلى بضعة متاحف في موطنها الأصلي

Biliyormusun çok heyecanlıyım şimdi birlikte müzelere gidebiliriz..
انا متشوق للغاية الآن يمكننا الذهاب إلى المتحف معا

Artık Londra'dayken fırsatı değerlendireceğim, çünkü her defasında tiyatroya, galerilere, müzelere gitmeye karar veriyorum.
أريد ان أستفيد من (لندن) هذه المرة لأنني أبدد دائماً زيارة المسارح والمعارض والمتاحف