"müzikleri" - Traduction Turc en Arabe

• الموسيقى
• موسيقى
• أغاني
• موسيقاهم
• وموسيقى
• للموسيقى
• الألحان

İnsanları aya gönderiyoruz, bizimle konuşabilen ya da radyo kanallarını sadece sevdiğimiz müzikleri çalması için düzenleyebilen telefonlar yapıyoruz.
نُرسل أناسًا إلى القمر أونجعل هواتفنا تتحدث إلينا أو نخصص محطات إذاعية تستطيع أن تعزف الموسيقى التي نحبها فقط

Bunama gösteren yaşlılara sevdikleri müzikleri gösterdiğinde tam olarak ne olduğu.
ما يحدث عندما يُعطي كبار السن المصابين بالخرف الموسيقى التي أحبوها

35'inizden önce o müzikleri yazdığınızı düşünsene.
تخيّلوا أنفسكم قد ألّفتم كلّ تلك الموسيقى قبل سنّ الخامسة و الثّلاثين

İçki müptelaları için de, melankolikler için de müzikleri var hastalık hastaları için bile var.
لديهم موسيقى للمدمنين وموسيقى للمكتئبين وموسيقى للمرهقين

Buzları yoktu, müzikleri ya da kıyafetleri yoktu.
ما عِنْدَهُمْش ثلجُ، أَو موسيقى أَو ملابس.

Geleneksel müzik korosuydu. Halk müzikleri söylerdik.
حسنا، لقد كانت فرقة كورال تراثية غنينا أغاني شعبية

Politikalari, teknolojileri, müzikleri ve dinleri nedir?
ما هي سياساتهم، تكنولوجيتهم، موسيقاهم و دينهم؟

Ve yerel müzikleri dinleyip bağımsız sinemaya destek veren insanlar.
وإلى داعمي الموسيقى المحلية وأفلام الهواة

Evet, ben sadece tutkulu, asi ve babamı kızdıran müzikleri seviyorum.
نعم , أنا أحب الموسيقى الشغوفة و الثورية وتغضبوالدي.

Dans etmek, o sıkıcı müzikleri dinlemek ipek elbise giymek, gülmek.
لمجرد الرقص وسماع الموسيقى السخيفة لأرتدي رداءً سخيفاً ونضحك إلي غير ذلك

Onun için temelde, ritim ve müzikleri olduğu halde çekiçleri ve mızrakları olmadığı için yok oldular.
إمتلكوا الإيقاع و الموسيقى لكن بدون أي سلاح لذا أنتهوا

müzikleri çok saldırgandı ve kadınlara hitap etmek gibi bir dertleri de yoktu.
وكان نادي البنين، ويجري الموسيقى عدوانية جدا، لا تحصل على التعاطف من الجمهور الإناث.

Jonas Brothers'la müzikleri, imanları ve söz yüzükleri hakkında konuştuk.
ماذا؟ "الإخوة "جوناز" يغنون موسيقى في الإيمان بالله والخواتم النقية"

Ancak orijinal ses ve müzikleri çıkartılarak yerlerine bu filmin yapımcıları tarafından yenileri eklenmiştir.
من إنتاج سنه 1976 بهونج كونج ولكن اصوات و موسيقى هذا الفيلم قد تم تغيرها من قبل المخرج

Değişiklik olsun diye gençlerin dinlediği müzikleri dinleyebiliriz.
نحن يُمْكِنُ أَنْ نَستمعَ إلى موسيقى الشبابِ للتغيير.

Ebeveynlerimizin müzikleri güzel, Ben de Süperstar'ım, ve ergenliğim güzel bi şekilde geçiyor.
"فتغدو موسيقى آبائنا رائعة وأغدو نجم الفريق" "ومراهقتي التي أمرّ بها أمر حسن"

Tuhaf etleri, komik müzikleri, pirinç düşkünlükleri.
لحوم غريبة، موسيقى مرحة، بالإضافة إلى الأرز

Bunu söylemek zorunda değilsin. Müzik bu değil. Melodi yok, sadece sahne müzikleri.
هناك من يقول ان هذه ليست موسيقى إنما نغمات موسيقيه

Genellikle 101.7'de Noel müzikleri olur.
بالعادة هناك أغاني كريسماس على محطة 101.7

Hah, işte O. Aynı onların müzikleri gibi, biraz daha gürültülüsü.
نعم هذا هو الآمر فقط أن موسيقاهم صوتها اعلى

1723 yılında güzel dediği müzikleri mırıldanması.
و شكواها كيف أن أفضل سنة للموسيقى كانت عام 1723

O müzikleri duymalıydınız
اعتدت على سماع تلك الألحان تتدفق من خلال الرواق