Yüksek fruktozlu mısır şurubu, meyve suyu, ham şeker ve bal da öyle. | TED | كذلك حال شراب الذرة عالي الفركتوز وعصير الفواكه والسكر الخام والعسل. |
Bu mısır şurubu, millet. mısır şurubu ve lâteks. | Open Subtitles | .إنه شراب الذرة يا رجال .شراب الذرة ومطّاط |
Ardından bir miktar Sweetums mısır şurubu'ndan ve gün ışığından birkaç damla ve biraz da diğer malzemelerden ekliyoruz. | Open Subtitles | و نضيف عليها شراب الذرة القليل من أشعة الشمس و اشياء اخرى |
Bu kanların mısır şurubu olup olmadığını merak etmişimdir hep. | Open Subtitles | أتساءل عما إذا كان كل هذا الدم هو شراب ذرة |
Orada özellikle yüksek fruktozlu mısır şurubu içermeyen gıdalar alması gerektiği belirtilmişti. | Open Subtitles | مذكور بشكل محدّد عدم وجود نسبة مرتفعة من شراب ذرة الفركتوز. |
Artık sahne ışığı şeker ve yüksek früktozlu mısır şurubu üzerindeyken şirketlerin diğer früktoz bazlı tatlandırıcılar için baştan çıkarıcı bazı isimler kullandığını fark ettim. | Open Subtitles | مع وجود السكر وشراب الذرة الذي يحتوي على الفركتوز تحت تسليط الأضاءة لاحظت ان الشركات تستخدم |
Sana yüksek früktozlu mısır şurubu içeren bir şey alayım. | Open Subtitles | دعينى أشترى لكِ شيئاً مع شراب الذرة عالي الفركتوز. |
Yiyeceklere katkı maddesi yapıyorlar, genelde mısır şurubu. | Open Subtitles | إنهم يصنعون مكون غذائي يُدعى شراب الذرة المُحلّى |
Seni üzmek istemem ama teknik olarak mısır şurubu da doğal. | Open Subtitles | أكره إخبارك بهذا لكن شراب الذرة هو منتج طبيعي |
Yüksek fruktozlu mısır şurubu diğer versiyonlarıyla değiştirilse bile fazla şeker tüketimi her şekilde zararlı. | Open Subtitles | الكثير من السكر بأي شكل هو خطر حتى لو شراب الذرة عالي الفركتوز تم إستبداله بأي من هؤلاء البدائل |
Bu mısır gevreğinde yüksek fruktozlu mısır şurubu var mı diye kontrol ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فقط أتحقق من شراب الذرة في هذه الحبوب |
Durum yalnızca yiyecek içerisindeki şekerin bolluğu ile ilgili değildi, aynı zamanda yüksek fruktozlu mısır şurubu adı verilen tatlandırıcının varlığıydı. | Open Subtitles | و لا نتحددث فقط عن وفرة السكر بأطعمتهم لكن وجود المحليات تسمى شراب الذرة المشبع بالفركتوز |
Her tür şeker... kahverengi şeker, beyaz şeker, yüksek früktozlu mısır şurubu meyve suyundan elde edilen meyve suyu konsantresi... hepsi sağlığınız üzerinde aynı etkiye sahip. | Open Subtitles | كل انواع السكر السكر البني, الابيض, شراب الذرة العصيرات المركزة |
- Alnındakilerden biri, mısır şurubu ve jelatinden yapıImış. | Open Subtitles | إن هذه عند الجبهة مصنوعة من شراب الذرة والجيلاتين لذيذ |
Ben bir çok kanlı film çektim, bu mısır şurubu gibi kokmuyor. | Open Subtitles | لقد فعلت نصيبي أفلام المشرح. أن لا رائحة مثل شراب الذرة. |
Yemiyorlar ki, içiyorlar. mısır şurubu. | Open Subtitles | لا يأكلونها، يتم صنع منها شراب الذرة المركز |
Mısır nişastası, benzinden tutun tutkala kadar her şey için kıvamlaştırıcı madde olarak kullanılabilir ya da yüksek fruktozlu mısır şurubu olarak bilinen düşük bütçeli tatlandırıcıya yapılabilir. | TED | يمكن لنشا الذرة أن يستخدم كمادة سميكة لكل شيء من البنزين إلى الغراء أو معالجتها في التحلية منخفضة التكلفة المعروف باسم شراب الذرة عالي الفركتوز. |
Yüksek früktoz mısır şurubu, soya, şeker, tuz. | Open Subtitles | شراب ذرة غني بسكر الفواكه، صويا، سكر وملح. |
Bu yeni yüksek früktozlu mısır şurubu. | Open Subtitles | هذا شراب ذرة عالي السكر الجديد |
Ve, uh, mısır şurubu. | Open Subtitles | و ايجابي و شراب ذرة |
Karakterlerin damarında mısır şurubu mu var acaba yani? | Open Subtitles | كأن هذه الشخصيات تمشي وشراب الذرة يجري في عروقهم |
Eminim mısır şurubu ve gıda boyasıdır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه شراب الذره و صبغة الطعام |