Tabii hepimizi alıp eyalet panayırındaki mısır labirentine götürdüğü zaman hariç. | Open Subtitles | سوى عندما أخذنا إلى متاهة الذرة في معرض الولاية. |
İğneleme. Ne kadar da beklenmedik bir cevap. - Bence benimle birlikte mısır labirentine gelmelisin. | Open Subtitles | يا للسخرية، فياله من ردّ غير متوقَّع، أظنّك يجب أن تخوض متاهة الذرة معي. |
Midwest sonbaharında hiçbir şey mısır labirentine benzemez. | Open Subtitles | لا شي يضاهي متاهة الذرة في الغرب |
Andy ve April, siz de mısır labirentine bakın. | Open Subtitles | (اندي) (ابريل) تفقّدوا متاهة الذرة |