Ve avukatım sizin gibi beyaz kıçlı... Robocop'ları mahkemelerde süründürmek için para harcamaya bayılır. | Open Subtitles | فـ محاميي يحب أن يصرف مالي ليسحب رجال شرطة مثلكم في المحاكم |
Kitap yazar, tüm dünyada konferanslar verir mahkemelerde bilirkişilik yapar, şehirdeki suçları incelerdi. | Open Subtitles | ويأخذون برأيهِ كخبير في المحاكم وكان يحل الجرائم في المدينة |
Okullarda, üniversitelerde, mahkemelerde, gazeteler, televizyonlar Yargıçlar, Anayasa Mahkemesi. | Open Subtitles | في المدارس و الجامعات و المحاكم و الصحف و التلفزيونات في محاكم الصلح و المحاكم الدستورية |
Rezil kadın boşanma dilekçesi verip beni mahkemelerde süründürdü. | Open Subtitles | جرتني تلك الحقيرة إلى المحاكم طلباً للطلاق |
"Bunlarla birlikte, federal mahkemelerde patent davalarının neden olduğu yoğunluğunu azaltabilmek amacıyla yeni mahkemeler kurulmakta." | Open Subtitles | اوكي؟ من بين الاشياء الآخرى المحاكم الجديدة خصصت لتحرير قيد قضايا الملكية الفكرية |
Ne yani, köpeklerin mahkemelerde tanıklık edebilmeleri kuralını mı? | Open Subtitles | لماذا سيغيروا القانون بعدم شهادة الكلاب في المحاكم ؟ |
Okuldan sonra yapılan bir program için Adams'la mahkemelerde çekişmenizi kaçırmazlar. | Open Subtitles | سوف تـتاوجه أنتَ و "أدم" في المحاكم -فقط لأجل برنامج مدرسي |
Benim oğullarımı büyütmek için mahkemelerde, arabulucularda ve hayatımı siken avukatlarda neler çektiğimi bilemezsiniz lan siz! | Open Subtitles | لا تملكون فكرة عمّ قاسيته لتربية أولادي المحاكم اللعينة، الوسطاء، المحامون السفلة |
Bu yasa kesinlikle mahkemelerde anayasal temellerde tartışılacaktır. | Open Subtitles | هذا القانون حتمًا سيتم بحثه في المحاكم على أساسٍ دستوري. |
Federal mahkemelerde eşcinsel evliliğin tanımı olmadığı için Bay Lamborne için de eş koruması olamaz. | Open Subtitles | وبما أنه لا يوجد اعتراف بشرعية زواج المثليين في المحاكم الفيدرالية فلا يمكن تطبيق مبدأ السرية بين الزوجين |
mahkemelerde adaletsizlik her zaman oluyor. | Open Subtitles | الظلم يحدث في قاعات المحاكم كل يوم في هذا البلد. |
Onunla ilgilenip destek olmak yerine tek yaptığımız mahkemelerde süründürüp hapisle tehdit etmek oldu. | Open Subtitles | بدلًا من أن نراعها وندعمها، كل ما فعلناه جرها عبر المحاكم وتهديدها بالسجن. |
Bu beyannameyi sadece mahkemelerde yankılanması için geçirmek uğruna kendimi yırtmak istemiyorum. | Open Subtitles | جعل هذا القانون يمّرر فقط لرؤيته يتم إسقاطه في المحاكم |
Bu dediğiniz tüm ülkedeki mahkemelerde uygulanagelen hukuki bir yöntem. | Open Subtitles | هذا فعل مشروع للدفاع في جميع انحاء المحاكم |
Dava alt mahkemelerde görülmeye devam ederken Loving davası defelarca emsal olarak gösterildi. | TED | و بينما كانت القضية تسلك مسلكها في المحاكم السفلية كانت قضية "لوڤينج" تستخدم كمثال أسبق. |
"...endüstriyel mahkemelerde fahri yargıç olarak rol aldım." | Open Subtitles | عملت كقاضي فخري في المحاكم الصناعية |
O proje hâlâ mahkemelerde sürünüyor. | Open Subtitles | مايزال ذلك الأمـر يحاكم في المحاكم |
mahkemelerde yanlışlıklar sayesinde iş görüyor. | Open Subtitles | حسنا، المحاكم تسير بواسطة الشكليات. |
Yıllarca mahkemelerde sürünecektik, avukatlara milyonlar ödeyecektik. | Open Subtitles | سنقضي سنواتٍ في محاكم جحيميّة، الملايين في أتعاب المُحامين. |