Lütfen. Yoksa gününüzü mahvettiğimi düşünürüm ve bu isteyeceğim son şey olur. | Open Subtitles | أرجوكِ، أو سأشعر بأنّي أفسدت اليوم وهو آخر شيء أريد أن أفعله |
It happened years ago. Hayatını mahvettiğimi söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أنني قد أفسدت حياتها لكنها مع ذلك قد تناولت عشاءاً ضخماً |
Hayatımı mahvettiğimi ve sadece tenis oynamaktan hoşlandığım biriyle evlendiğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | ظللت افكر انى دمرت حياتى وانى تزوجت شخصا ، لمجرد انى احب لعب التنس معه ، وان ذلك كل ما سأفعله |
Bana hayatımı ne kadar mahvettiğimi hatırlatman için gereken haftalık kotana ulaşmadığını mı fark ettin? | Open Subtitles | لأنّك لمْ تعطِني الموعظة الأسبوعيّة بأنّي أفسد حياتي؟ |
Efendim, her şeyi mahvettiğimi biliyorum ve bunun için çok üzgünüm. | Open Subtitles | سيّدي، أعلمُ أنّي أفسدتُ الأشياء و أنا آسف. |
Annem hayatımı mahvettiğimi söylüyordu. | Open Subtitles | والدتي قالت انني افسدت حياتي . لقد طردوني |
Çünkü abim Ray hayatımı mahvettiğimi gördü ve beni durdurdu. | Open Subtitles | ,لأن أخي الأكبر راي ,شاهدني أدمر حياتي و أوقفني |
Hayatımı nasıl mahvettiğimi. | Open Subtitles | .. و كيف أفسدتها |
Hayatını mahvettiğimi ve benden nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | . لا تقل أي شيء، حسنًا ؟ أعلم بأني أفسدت حياتك بأكملها و أنك تكرهني |
Her şeyi mahvettiğimi sandım ama tekrar deneyebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | ظننت أني أفسدت الأمور بيننا لكنّه قال بأنّنا يمكن أن نحاول ثانية. |
mahvettiğimi söyleyebilirsin, ama önemsemedin diyemezsin. | Open Subtitles | يمكنكِ القول أننى أفسدت الأمر ولكن لا يمكنكِ القول أننى لا أهتم بشأنكِ |
Hayatımın geri kalanını en iyi arkadaşımın kariyerini mahvettiğimi düşünerek mi geçireyim? | Open Subtitles | أعليّ قضاء بقية حياتي مفكراً أني أفسدت مشوار أعز أصدقائي؟ |
Kraliçe benim ölmemi istiyor. Hayatını mahvettiğimi düşünüyor. | Open Subtitles | الملكة تريد قتلي تعتقد أنّي أفسدت حياتها |
Ateş sönmüş ve ben fark etmemişim ve şu an bu domuz, ailenin bir yemeği daha mahvettiğimi öğrendiğinde olacakları kadar soğuk. | Open Subtitles | حسنا، إذا، على مايبدو، النار انطفأت ولم ألاحظ. والآن هذا الخنزير كبرودة عائلتك حين يكتشفون أنني أفسدت عشاءً آخر. |
Eğer bütün bunları tehlikeye atacak bir şey yaptıysam, ...onun hayatını mahvettiğimi söylerdi. | Open Subtitles | اذا فعلت أي شيء لأعرض هذا المشروع للخطر ستقول أنني دمرت حياتها |
Artık sevgilisiyle birlikte olamayacağını, hayatını mahvettiğimi söyledi. | Open Subtitles | قال أنني دمرت حياته، دمرت فرصته في أسترجاع حبيبته. |
İnşa ettiğim her şeyi, sevdiğim herkesi mahvettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنني دمرت كل شيء بنيته كلّ من أحبّه |
Hayatını mahvettiğimi biliyorum ve ben olmazsam çalışabilirsin. | Open Subtitles | " أنا أعلم انني أفسد حياتك " " و بدوني ، قد تكون أفضل حالاً " |
- Ben herkese yardım etmeye çabalarken Bayan Snodgrass neden bana geziyi mahvettiğimi söylesin? | Open Subtitles | لماذا تود السيدة "سنودغراس" أن تقول أنني أفسد الرحلة، بينما لا أفعل شيء سوى المساعدة |
Lanet olsun dostum, biliyorum seni de mahvettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | ...سحقًا يا رجل، أعلم وأعلم أن ما فعلتُه أفسد لك أمورك |
Elektriklerin gitmesiyle çok zor bir haftaya başladığımızı biliyorum ve herkes için her şeyi mahvettiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعلم بأننا واجهنا بداية عسيرة هذا الأسبوع بإنطفاء الأضواء واعتقدتُ أني أفسدتُ كلّ شيء للجميع |
- Cevap verme. mahvettiğimi biliyorum. - Roxie-- | Open Subtitles | لا نجب على ذلك ، اعرف اني افسدت الامر روكسي |
Bu büyük ülkeyi nasıl mahvettiğimi konuşmuş olabiliriz. | Open Subtitles | حسناً سمعت عدداً من المحاضرات عن كوني أدمر مستقبل هذا الوطن. |
Ailesinin evliliğini mahvettikten sonra kendisini de mahvettiğimi söyledi. | Open Subtitles | قالت انه بعدما خربت زواج والديها انني خربت حياتها أيضا |