Küçük kızımı mahvettiniz! | Open Subtitles | لقد دمرتم إبنتي للأبد. الآن هي أسوأ من الموتى. |
Sizler bu adayı tek edip, dünyayı görme şansımı mahvettiniz. | Open Subtitles | لقد دمرتم فرصتي للخروج من الجزيرة ورؤية العالم |
Fark etmediyseniz kaydımı mahvettiniz. | Open Subtitles | و في حال لم تلاحظ فقد أفسدت للتو عملية التسجيل إخرج في الحال |
Hayatımı tamamiyle mahvettiniz, bunun farkındasınız, değil mi? | Open Subtitles | لقد دمرت حياتي تماماً أنت تدرك هذا، أليس كذلك؟ |
Öyleki, görünüşe bakılırsa fotoğraf kusursuzlaştığında, etrafta gezip şunları söyleyen insanlar oldu, işte bu kadar: artık resim sanatını mahvettiniz. | TED | لذا , عندما أتقن التصوير الضوئي, كان هناك من يتجه للقول, هذا هو : لقد أفسدتم فن الرسم. |
İtibarımı mahvettiniz! | Open Subtitles | أنتم خربتم سمعتي |
Peki, tamam. Şimdi gidebilirsiniz. Her şeyi mahvettiniz. | Open Subtitles | حسناً تستطيعات المغادرة الآن لقد أفسدتما كل شيء |
Siz kendi hayatlarınızı zaten mahvettiniz. Beni yalnız bırakın. | Open Subtitles | لقد دمرتم حياتكم مسبقاً دعوني لوحدي فحسب |
Eğer söyledikleriniz doğruysa hayatımı mahvettiniz demektir. Biliyorsunuz bunu. | Open Subtitles | إنْ كان ما تقولونه صحيحاً, فقد دمرتم حياتي, كما تعلمون |
Kaç kızı Frencesca'yla birbirinize anlatacak iğrenç hikayeniz olsun diye mahvettiniz? | Open Subtitles | كم من الفتيات دمرتم أنت و " فرانسيس " لتخبرون قصصكم لبعضكم كمسرحية ذنوب ؟ |
İki insanın hayatını bir hiç için mahvettiniz. | Open Subtitles | لقد أفسدت للتو حياة شخصين من أجل لا شيئ. |
Ondan kurtulmak için elimize geçen en iyi ve son fırsatı mahvettiniz. | Open Subtitles | لقد أفسدت فرصتنا الأخيرة للتخلص منه |
-Mükemmel sezonumu mahvettiniz bayım. -Benden ne istiyorsun, Austin? | Open Subtitles | أفسدت موسمى الرائع ماذا تريد يا أوستن؟ |
On dakika içinde Dublin'in yarısını mahvettiniz ve ajan kaçtı...sen ne yapıyorsun, Tiger? | Open Subtitles | في عشر دقائق دمرت نصف دبلن وذلك الجاسوس هرب منك أيضاً ماهذا الجحيم الذي تفعله يانمر؟ |
- Bizi mahvettin! - Hayır! Siz kendinizi mahvettiniz! | Open Subtitles | ـ لقد دمرتنا ـ لا، أنت دمرت نفسك |
- Bizi mahvettin! - Hayır! Siz kendinizi mahvettiniz! | Open Subtitles | ـ لقد دمرتنا ـ لا، أنت دمرت نفسك |
Zarafet ve mükemmellik timsali olacaktım ama bunu mahvettiniz mankafalılar! | Open Subtitles | وكنت سأكون مثلًا للجمال والأناقة. وأنتم أيها الحثالة أفسدتم كل شيء. |
O zaman sizi takip ederim. Düğün günümü mahvettiniz. | Open Subtitles | سأتبعكم لقد خربتم يوم زفافي |
Siz ikiniz az önce kızımla mükemmel anımızı mahvettiniz. Konu ne? | Open Subtitles | أفسدتما علي لحظة جميلة بيني وبين ابنتي فما قصة هذا؟ |
Ailem ve ben senin arkadaşlarınız. Ailen ve sen beni mahvettiniz. Anlıyor musun? | Open Subtitles | أنا و عائلتي أصدقاءك- أنت و عائلتك دمرتوني هل تفهم؟ |
mahvettiniz, her şeyi mahvettiniz. | Open Subtitles | أنت خربت عليه. أنت خربت كل شيء. |
Sizler benim hayatımı mahvettiniz. | Open Subtitles | لقدتم حطمتم حياتي يا ناس |
Hayır. Bunu denedik ve mahvettiniz. | Open Subtitles | لا لقد حاولنا ذلك ولقد خربتموها |
Cadılar Bayramı'nı zaten mahvettiniz. | Open Subtitles | خرّبتَ عيد القدّيسينَ. |
Bir kaç dakikalık zevk uğruna, geleceğinizi mahvettiniz. | Open Subtitles | .. لقد دمرتما مستقبلكما للتوّ من أجل بضعة دقائق من المتعة .. |
İyi bir FBI dedektifinin kariyerini mahvettiniz. | Open Subtitles | أقصد، أنتم دمّرتم وظيفة عميلة بارعة بالمباحث الفيدراليّة. |
İşte bu kadar. Harika bir akşamı mahvettiniz. Bart'a korkunç bir hoşgörüsüzlük örneği gösterdin. | Open Subtitles | انتم تخربون امسية رائعة - لقد علمت بارت درساً سيءً عن الاحترام - |