Süper star, bunu mahzene götür ve güzel bir şişe Taittinger getir. | Open Subtitles | يا نجمتي خذي هذه الزجاجة إلى القبو و أحضري معك أفضل نوع |
Madam geçen gün ne olursa olsun mahzene inmememi emretti. | Open Subtitles | السيده طلبت مني ان لا أنزل الي القبو بأي حال من الأحوال |
mahzene getirip ışıkları açtığımızda gördük ki kadın hamileydi. | Open Subtitles | وما أن أدخلناهم القبو واعملنا الأضاءة بالمكان حتى أكتشفنا أن الزوجة حامل |
Senin için değil tabii. Sen mahzene hapsedileceksin. | Open Subtitles | ليس بالنسبة لك كما هو واضح , أنت ستكون مثبتاً بالقفل في السرداب |
İçkiler tükenipte onu yeniden mahzene göndermesin diye umut edelim. | Open Subtitles | دعنا نأمل ألا ينفذ الشراب وينزل للقبو من أجل المزيد. |
mahzene hoş geldiniz, Londra'daki en güvenli 200 metrekare. | Open Subtitles | فأهلا بك في الخزنة التي مساحتها 200 قدم مربع أكثر الأماكن أمنا في لندن |
Al. mahzene inip sigortaları kontrol et. | Open Subtitles | ـ الذى لى لا يعمل ـ هنا, اهبط القبو وتفحص صندوق المصاهر |
O zaman şu mahzene inelim ve bir cadı keselim. | Open Subtitles | إذن لنسرع و ننزل داخل القبو ونشكل أنفسنا كسحرة |
Capuletler'in aile mezarlığı olan, eski mahzene götürecekler seni. | Open Subtitles | وستحملين إلى ذلك القبو القديم حيث يرقد آل كابيولت |
Sonra da "hadi gidip şu esrarengiz adamla mahzene inelim" diyorsun. | Open Subtitles | وانتي فقط اوه دعنا نذهب تحت الي القبو المظلم مع رجل غريب |
Tabii siz kadınları mahzene hobi amaçlı kıtlıyor da olabilirsiniz. | Open Subtitles | وأيضاً ربما أنتَ تقوم بإحتجازها في القبو الخاص بكَ , للترفيه |
Yıllardır, her dolunaylı gecede, o mahzene kilitlendim. | Open Subtitles | كلّ ليلة من ليالي القمر المكتمل. لسنوات عدّة، وأنا محبوس داخل ذلك القبو. |
Düğünde terk edilmiş ve kendini öldürmüş sonrada bir mahzene gömülmüş. | Open Subtitles | تُركت وحيدة هنا ثم انتحرت ودُفنت في القبو |
Cadıyı mahzene götürüyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | يتعيّن أن تكوني بصحبة الساحرة إلى القبو. |
Onu mahzene veya bir çift kolluk verip derin ve karanlık bir kuyuya hapsetsek olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تمكننا تخبئتها في القبو أو أعمق في جُبٍّ مظلم مع عوّامتين للذراعين؟ |
Bunu yanınızda taşırsanız sizi asla mahzene götüremez. | Open Subtitles | طالما تملكين هذا فلن يقدر عمك على أخذك إلى القبو |
Diski çıkarıp ve mahzene geri dönebilir misin? Orada inceleyebilirim. | Open Subtitles | هل يمكنك ازالة القرص والعودة الى القبو ؟ |
Genç ve güzel bir bayanla mahzene kapatılmak aklımın ucundan geçmezdi infazımı beklerken tabii. | Open Subtitles | ما كان في إستطاعتي أن آمل من السيدة الصغيرة الأروع أن تصمت في السرداب مع ـ ـ ـ بينما اترقب تنفيذ حكم إعدامي |
Cesur bir şekilde mahzene girip büyünün kaynağını bulup yok ettiği için. | Open Subtitles | كان من الشجاعة دخولها السرداب التي وجدت الوعاء السحري ودمرته |
"Daha sonra, iki erkek kardeşin de aralarında olduğu bazı muhafızlar... "ölüleri kaldırmak için mahzene indiler. | Open Subtitles | لاحقاً ، اثنان من الأشقاء كانوا من بين الحراس الذين جاءوا للقبو لإزالة القتلى |
Sigorta teli arıyordum, mahzene inmiştim. | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عن فيوز. لقد إحترقت اللمبات. و ذهبت للإسفل للقبو |
O zaman hepimiz anlıyoruz ki, eğer kaplan mahzene girerse, bitti. | Open Subtitles | لنوضح الأمور إذا دخل النمر إلى الخزنة, انتهى الأمر لن نتمكن من سرقته |
Baba, Byron mahzene kilitlenmişti, duvara zincirliydi. | Open Subtitles | أبي كانا يحتجزان بايرون بالقبو مقيداً بجدار |