"makamı" - Traduction Turc en Arabe

• النيابة
• جهة
• الإدعاء
• منصب
• المنصب
• الادعاء
• والإدعاء
• للإدعاء
• النيابه

İddia makamı buna inanıyorsa, o halde bunu mahkemede tartışalım.
إن كان هذا ما تصدقه النيابة ليتقدموا بحجتهم في المحكمة

Siz, ben, iddia makamı bunu biliyor.
، أنتم تعلمون ذلك ، النيابة تعلم ذلك ، أنا أعلم ذلك

- Mr. Carlyle iddia makamı ne düşünüyor?
أيها السيد كارلايل ما هو رأي جهة الإدعاء؟

İddia makamı Emily'nin psikotik epileptik rahatsızlığının gerçek olduğuna inanmanızı istiyor.
الإدعاء يحاول إقناعكم بأن صرع والإنفصام الذهني في إيميلي كان حقيقة

4 yıl önce bu şehirin seçmenleri ülkedeki en büyük makamı belirlediler.
قبل 4 سنوات ، ناخِبو هذه المقاطعة إنتخبوا أعلى منصب في البلاد

Hükümetin kendisi kadar yaşlı İncil'in üstüne sizin önünüzde ve huzurlarınızda Birleşik Devletler Anayasası tarafından Başkan'ın bu makamı işgal etmeden önce etmesi için şart koşulan bir yemini etmek için buradayım.
يقف أمامكم للإدلاء بالقسم الذي أقرّه دستور الولايات المتّحده لرئيس، قبل مُباشرة مهام هذا المنصب.

Savcılık makamı, sanığın bu parayı siyasi partileri yasadışı yollardan finanse etmek jüri kararlarının lehine çıkmasını temin etmek üzere yargıçlara rüşvet vermek ve vergi kaçırmak amacıyla kullandığını iddia ediyor.
الادعاء يقول أن المتهم قد استخدمها في التمويل غير الشرعي لأحزاب سياسية و لرشوة القضاة من أجل حماية بعض المتهمين

Bir anlamı yok gibi görünüyor, ama iddia makamı itiraz etmiyor da--
سيدى القاضى ، أنا اعلم أن هذا يبدو غير منطقى ، ولكن النيابة العامة لا يوجد لديها أعتراض

İddia makamı geçerli bir doktor ziyareti olmadığını savunabilir.
النيابة العامة, تستطيع القول بأنه لم يكن هنالك طبيب لديه مواعيد.

Savunma makamı bu davayı birinci dereceden cinayet olarak ele alma konusunda hata yapıldığından endişeli.
النيابة قلقة من فشلهم في جعل قضيتهم جريمة قتل من الدرجة الأولى

Mahkemede bizi suçlamaya yönelik ellerinde ne belge varsa... hepsini vereceğine dair savcılık makamı bana güvence verdi.
النيابة أكدت لي بأن هذا كل شئ أنهم يخططون لتقديمها ضدنا في المحاكمة

İddia makamı gerekçe kanıtlamakla meşgul olacak. Vasiyetini değiştirmesin diye babanı öldürdüğünü ispatlamak zorundalar.
جهة الادعاء سينشغلون في اثبات دافع للجريمة

Sorunu çözecek. Savunma makamı herifi görünce göbek atacak.
سيفعلها , لكن جهة الدفاع ستتغذى على هذا الرجل

Savcılık makamı, kanıt adı altında bir şeyler sundu fakat... aslına bakarsanız, formalite ve speküasyondan fazlası yok.
قدمت جهة الادعاء ما قالت إنها إثباتات ولكن فى نهاية اليوم هى إثباتات ظرفيه و اقاويل

İddia makamı müvekkilimi susturmak için jüriyi zehirlemek için dedikodu yayıyor.
الإدعاء العام قام بتسريب إشاعات للصحافة من أجل إلحاق العار بموكلتي

İddia makamı için sayın vekilden öğrenecek çok şey var belki de.
ربما ، هناك الكثير لكى أتعلمه من محامى الإدعاء المبجل

O makamı alırlarsa, ben de Maliye Bakanlığını geri isterim.
اريد استعادة وزارة المالية ان ارادوا منصب المفوضية

Tek söyleyebileceğim, Büyükelçilik'teki Hava Ataşesi makamı beklenmedik şekilde boşaldı ve doldurulması gerekiyor.
لكن ما يمكنني قوله هو أن منصب الملحق الجوي في السفارة قد بات خالياً فجأة ويجب علينا ملؤه حالاً.

Bu makamı kabul etmeyi daha çekici kılan bir şey.
مما سيجعل قبولك لهذا المنصب أكثر جانبية.

Henüz bir planımız yok ama bu makamı kaybedersek, Prometheus kazanır.
ليس لدينا خطة حتى الآن لكن إذا فقدنا هذا المنصب إذن ، بروميثيوس ينتصر

İddia makamı araştırmanızın baskısı altında ezildiğinizi ileri sürüyor.
الآن, الادعاء يزعم بانك إنهارتى تحت ضغط الابحاث

İddia makamı da bu adamı birinci derece cinayetle suçlu bulmamızı istiyor.
والإدعاء يريدنا أن نتهم هذا الرجل بجريمة قتل من الدرجة الأولى؟

İddia makamı için "mahkûmiyet" gerekli. Bu da kayda değer bir tez savunması değil.
الإدانة هي ما هو ضروري للإدعاء الخاص بك

Bir anlamı yok gibi görünüyor, ama iddia makamı itiraz etmiyor da--
سيدى القاضى ، انا اعلم ان هذا يبدو غير منطقى ، ولكن النيابه العامه لا يوجد لديها اعتراض