| Burada ne işim var bilmiyorum. Sadece makyajımı yapıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا انا هنا انا هنا لأجل وضع مكياجي |
| Stüdyoya alerjim var, makyajımı kendim yapacağım, dedim. | Open Subtitles | سبق وأخبرت الاستوديو أني أجهز مكياجي بنفسي لأني أعاني من حساسية |
| Bende tam makyajımı yapmaya gidiyordum böylece centilmen erkek arkadaşıma güzel görünürüm. | Open Subtitles | سأذْهَب لتعديل مكياجي لأبدوا مقبولة لصديقي المحترم |
| Hayır dur bakalım, bunu yaparsak makyajımı yeniden yapmam gerekecek. | Open Subtitles | لالالا ليس مره اخرى سيتوجب علي وضع المكياج مره ثانية |
| Göz yaşları yüzünden makyajımı 3 kez tazelemem gerekti. | Open Subtitles | كان يجب علي وضع المكياج ثلاث مرات بسبب الدموع |
| Eğer iki dakika geçtikten sonra hala yalnızsam makyajımı tazeleyip buradan çıkacağım. | Open Subtitles | و لو وجدت نفسي وحيدة بعد دقيقتين سأعدل زينتي و أخرج |
| Tek başıma onlarca insanın hayatını makyajımı bile bozmadan kurtardığım buluşmayı. | Open Subtitles | مواعدة أنقذت فيها بمفردي عشرات الأرواح بدون تلطيخ مسحوق تبرّجي. |
| Daha sahne makyajımı bile silemedim. | Open Subtitles | لا على الأطلاق , انا محطمه لم امسح مكياج المسرحيه حتى |
| Birisi saçımı ve makyajımı yapacak, değil mi? | Open Subtitles | أحد ما سوف يجهز شعري و مكياجي ، أليس كذلك ؟ |
| O kaltak makyajımı bozdu. Güvenli evi nasıl buldu? | Open Subtitles | العاهر قد أفسد مكياجي كيف وجد المنزل الأمن بحق الجحيم؟ |
| Sanırım soyunma odasında makyajımı kontrol edecek zamanım var. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن لدي وقت لأذهب وأتحقق من مكياجي في حمام الرجال |
| Beyler, bir dakika izin verin makyajımı sileyim. | Open Subtitles | من فضلك اجلس حتى انتهي من إزالة مكياجي |
| Kayınbiraderim makyajımı nasıl temizlediğimi biliyor. | Open Subtitles | أرى أن النسيب خبير بطريقة ازالة مكياجي |
| Annem makyajımı kendim yapmayı öğrenmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أمّي قالت عليّ أن أتعلم كيف أضع مكياجي |
| makyajımı arabada tamamlarım. Tut şunu. | Open Subtitles | سأكمل مكياجي بالسيارة امسكِ بهذه |
| Oturmuş makyajımı tazeliyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس على الطاوله وأصلح المكياج على وجهى |
| Konuşurken makyajımı temizlememin sakıncası var mı? | Open Subtitles | أتمانعين أن أنظف المكياج عن وجهي بينما نتحدث؟ |
| Bazen onlara makyajımı yaptırıyorum. Hoşlarına gidiyormuş. | Open Subtitles | ،أدعهن يقمن بعمل المكياج لي أحياناً يقولن بأن هذا مسلي لهن |
| İzninle gidip makyajımı tazeleyeceğim. | Open Subtitles | إذا عذرتني، سأذهب لأعدّل زينتي قبل وصول السيّارة. |
| Sen konuşmana bak. Kamerandan makyajımı tazeliyorum. | Open Subtitles | إستمر بالمحادثه فحسب فأنا أتحقق من زينتي على كاميرتك |
| Sen git konuklarla ilgilen. Ben de makyajımı tazeleyeyim. | Open Subtitles | لماذا لا ترفّه عن ضيوفنا بينما أجدد تبرّجي. |
| Hatırladığım son şey... makyajımı heryere bulaştırmamasını düşünüyordum. | Open Subtitles | اخر شيء اذكره ...كنت افكر اني آمل ان لا يلطخ مكياج عيني |
| Saçımı ve makyajımı yaptırmam lazım! | Open Subtitles | أنا من المفترض أن يتزوج في ثلاث ساعات! أنا من المفترض أن يكون في الشعر والمكياج. |