"malcolm'un" - Traduction Turc en Arabe

• مالكوم

Malcolm'un izini arkadaki açıklığa kadar takip ettim ama çok silikti.
لقد تتبعت اثر ,مالكوم في الاحراش في الخلف كان قد اختفى

Malcolm'un gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir şey gördüm:
لقد رأيت شيء في عيون مالكوم لم اره من قبل,الخوف

Sen olayı abartmadan da bu durum onu yeterince korkutuyor. Hey, anne, Malcolm'un sinüsleri için burun tıkacını takması gerekmiyor mu? Kapa çeneni.
هو خائف كفاية، فلا تزيد خوفه أمي، ألا يجب على مالكوم لبس

Malcolm'un doğudaki işini geri aldığını ve bir daha geri dönmeyeceğini söledi.
قال بأن مالكوم حصل على وظيفة في الشرق وسوف لن يعود

Malcolm'un öldüğünün kanıtını bize teslim etmek için bir haftan var.
لديك اسبوع واحد لتعطنا دليل على موت مالكوم

Siz beyler geri döndüğünüzde, Malcolm'un kafası kazığa geçirilmiş olacak.
وعندما تعودوا ايها الساده رأس مالكوم سيكون على رمح

Malcolm'un operasyon üssünün nerede olduğundan hiç bahsetti mi sana?
هل ذكر يومآ اين يقوم مالكوم بكل عملياته؟

Malcolm'un peşindelerse, kendisini neye bulaştırdı böyle?
ولو كانوا خلف ,مالكوم مالذي ورط نفسه فيه؟

Malcolm'un Rusya kaynaklı bir hesaptan finanse edildiğini bulduk.
ووجدنا بأن مالكوم كان يزود بالمال من قبل حساب اصله في روسيا

Bir de Malcolm'un ismini veren bir kurtadam da var.
وبأنه يوجد هناك مستذئب في المجمع السكني الذي قد اعطى اسم مالكوم

Malcolm'un icabına baktıktan sonra Rachel'ı bulacağız.
سنتعامل مع مالكوم وبعدها سنذهب لايجاد رايتشل

Onlara senden Malcolm'un tekrar peşime düşmesinden korktuğum için yalan söylemeni istediğimi söyleyebilirsin, ki düştü de.
يمكنك أن تقول لهم بأنني طلبت منك أن تكذب لأنني كنت خائفه بأن مالكوم يلاحقني ثانية حيث أنه فعل

Malcolm'un durumu iyi. Ona morfin yaptım.
مالكوم" بخير الاّن لقد أعطيته حقنة مورفين"

- Ben Cassius X. - Malcolm'un elçisi.
"ـ أنا "كاشيوس إكس "ـ أيها الوزير "مالكوم

Bana haram olmayan yemekten getirin.Malcolm'un yerindeki bayanı istiyorum.
,و أحضر لى بعض الطعام الحلال " أريدها عند "مالكوم

Evet, eminim, çünkü bu Malcolm'un kardeşi.
نعم، أنا متاكدة ، لأنه هذا أخو مالكوم

Para konusunda Malcolm'un üzerine çok gitmemeliydik. Onu mu? Hayır.
أنه لم يكن علينا القسوة على (مالكوم) بشأن النقود ؟

Malcolm'un velayet davasını kazanacağını biliyordunuz.
لقد علمتِ ان مالكوم فاز بمعركة الرعاية