Envanterimin iyi durumda, mallarımın yerli yerinde olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك بأن لدي مخزون ثابت، وكافة بضاعتي وضعت جانبا. |
O alçaklar buraya uçar gibi daldılar ve en iyi mallarımın pek çoğunu aldılar. | Open Subtitles | المختلين يأتون مسرعين إلى هنا يأخذون الكثير من بضاعتي الجيدة |
mallarımın yerini biliyorsan git şimdi getir. | Open Subtitles | لو كنت تعرف مكان بضاعتي إذهب لإحضارها الآن |
Neyse, ben biraz oturup dinleneyim de mallarımın buraya gelmesini bekleyeyim. | Open Subtitles | الآن سأستريح وأنتظر وصول غنائمي. |
Neyse, ben biraz oturup dinleneyim de mallarımın buraya gelmesini bekleyeyim. | Open Subtitles | الآن سأستريح وأنتظر وصول غنائمي. |
Anlıyorum. Değerli mallarımın gitmesine izin verdin. | Open Subtitles | فهمت ، لقد تركت بضاعتي الثمينه تفلت |
Sadece mallarımın çiftlikten geçtiğinden emin ol. | Open Subtitles | تأكدي فحسب أن بضاعتي تعبر المزرعة. |
Gerçek şu ki, mallarımın %90'ını beyaz orospulara satıyorum. | Open Subtitles | الحقيقة... أنني أبيع 90% من بضاعتي لعاهرات بيض. |