Bir mamut budunun resmi bile.. - kızarmış, kavrulmuş veya kaynamış.. | Open Subtitles | فقط تخيل شريحة من لحم الماموث مقليه , مشويه أو مطبوخه |
Ve böyle yaparak, sahiden bir mamut ve Asya Fili arasındaki farkları ayırt eden küçük noktaları elde edebiliyoruz. peki o zaman bir mamut hakkında neler biliyoruz? | TED | وبفعل هذا، يمكننا الحصول على جميع النقاط الصغيرة التي تمّيز بين الماموث والفيل الآسيوي، مالذي نعرفه إذاً عن الماموث ؟ |
Şimdi bu birebir replika değil Çünkü size anlattığım kısa DNA parçaları birebirini yapmamızı engelliyor. Ama ortaya çıkan şey bir tüylü mamut gibi görünür ve aynı onun gibi olurdu. | TED | حسناً، إنه لن يكون نسخة مطابقة، لأن أجزاء الحمض النووي الصغيرة التي قلت لكم عنها ستمنعنا من بناء نفس الهيكل بالضبط، ولكنه سيبدو كشيئ يشبه حقاً و بشكل كبير الماموث الصوفيّ. |
Ya da belki de tüylü mamut. | TED | أو بإمكانك حتي أن تكون الماموث ذا الصوف. |
Bu arada, kuzeyde gerçek bir mamut buldular. | Open Subtitles | بالمناسبة، لقد وجدوا فيل ماموث حقيقي في الشمال. |
Tüylü bir mamut. Ama bana bir faydası yok. | Open Subtitles | إنه ماموث صوفي لكنني لا أفهم هذا |
Gene de bana Büyük Kanyon ve mamut Mağaraları birleşmiş misali geliyordu. | Open Subtitles | لكن بالنسبه لى كان وادى سحيق و كهف الماموث مع بعضهما |
Düşünsene, mamut etinden bir biftek yanında soğan. | Open Subtitles | تخيلي، شريحة لحم مصنوعة من لحم فيل الماموث. مع البصل. |
Avcılar bizon, kanada geyiği, tüylü mamut | Open Subtitles | الصيّادون يقفون بالمرصاد للثور الأميركي، الأيّل و الماموث الصوفي |
"Bu mamut Sibirya tundrasında bulunmuştur. | Open Subtitles | يا اولاد .. انظروا لهذا جسم هذا الماموث وجد في سيبيريا بحال جيده |
"Bu mamut Sibirya tundrasında bulunmuştur. | Open Subtitles | لقد وجد جسم هذا الماموث محفوظا فى حالة جيدة فى سيبريا |
Bir mamut budunun resmi bile.. - kızarmış, kavrulmuş veya kaynamış.. | Open Subtitles | فقط تخيل شريحة من لحم الماموث مقلية مشوية أو مطبوخة |
Ve mamut orada durmuş seyrediyordu. Ben Bucky'ye dedim ki... | Open Subtitles | وذلك الماموث وقف يراقب الأمر بأكمله هناك لذا , انا أخبرت بوكي |
mamut ve avladığımız tembel hayvanlar gibi, ama ilimleri aynı zamanda hastalığı da getirdi. | Open Subtitles | مثل حيوان الماموث والسلوث الذي قمت باصطياده ولكن علمهم أيضا جلب لنا الأمراض |
mamut ve tüylü gergedan gibi, uzun zaman önce yeryüzünden silinen canlılar. | Open Subtitles | أنواع، مثل الماموث و وحيد القرن ذو الفراء التي أختفت من على وجه الأرض منذ فترة طويلة |
Bu, bir mamut dişinden oyulmuş gerçek heykelcik. | Open Subtitles | هنا، هذا هو التمثال الأصلي المنحوت من عاج حيوان الماموث |
Yerleşim yerlerinde çok sayıda ren geyiği, bizon, at ve bazen mamut kemikleri bile bulduk. | Open Subtitles | حيث وجدنا في المستوطنه الكثير من العظام من حيوانات الرنة و الثيران و الخيول و أحياناً عظام الماموث |
Bu dişin Rusya'dan geldiğini ve Rusların bu dişe mamut dediğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن هذا السن قد جاء من روسيا وهذا السن سماه الروس الماموث |
En azından, bu çok büyük ve kullanışlı mamut olmaz. | Open Subtitles | حسنٌ، لن أقتل هذا الماموث الضخم المفيد على الأقلّ. |
Buzda petrol arıyorduk. mamut bulduğumuzu sandım. | Open Subtitles | لقد كنا نحفر الجليد بحثاً عن النفط، ظننتُ أننا وجدنا فيل ماموث |