Ama hayır, o delikanlı beni gelip manastırda bulurdu. | TED | حسنًا، كان ذلك الشخص يأتي لرؤيتي في الدير. |
Keşiş, Xu Xian ile yüz yüze gelmiş, bir şeytanla birlikte olduğu için manastırda kalması ve ruhunu temizlemesi gerektiğini söylemişti. | TED | قابل الراهب زو شيان، وأخبره أنه بسسب اقترانه بالشيطان، عليه أن يبقى في الدير ليطهر روحه. |
manastırda ekmeği her zaman böyle keseriz. | Open Subtitles | هذه الطريقة التي اعتدنا تقطيع الرغيف بها في الدير |
Yeterli param olursa manastırda bile yaşayabilirim. | Open Subtitles | لو حصلت على كفايتي من المال فربما أذهب للعيش في دير أو شيء من هذا القبيل |
Satırı altı pensten, manastırda bile isyan çıkarabilirdim | Open Subtitles | بست بنسات كنت لأحدث الفتنة في دير الراهبات |
Kendime bir koca bulup dert çekmektense rahibelerle manastırda şarkı söylemeyi tercih ederdim. | Open Subtitles | أُفضّل أن أغني مع الراهبات في الدير بدلًا من أن أحصل على زوج والكثير من المشاكل معه |
Gel, korkma. Bu manastırda güvende oluruz. | Open Subtitles | هلم لا تخف.سنكون آمنين في هذا الدير القديم. |
Bu manastırda kutsallığına ulaşmanın yolu... çok kolay... | Open Subtitles | إن طريق القداسة بهذا الدير لا يبذَل بها جهد كبير |
Umarım bizi ziyaret edersiniz. manastırda konaklayabilirsiniz. | Open Subtitles | أمل أن تزورنا هنا يمكنكم الإقامة في الدير |
Canını sıkma, biz herşeyi ayarlayacağız böylece sürekli manastırda kalabileceksin ve kendini perişan etmeden bizleri tatmin edebileceksin! | Open Subtitles | لا تقلق سنرتب كل شئ لكي تبقى في الدير دائما و ترضينا جميعا بدون أن تقتل نفسك |
manastırda, orada yaşayan öğrencilere rahibelere ve rahiplere ait tarlalar vardı. | Open Subtitles | كنا نحن الطلبة نعيش في هذا الدير والراهبات والقساوسة لديهم مزرعة هناك |
Fakat siz bana daha önce bu manastırda hiç bulunmadığınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | ولكنك أخبرتني مُسبقاً بأنك لم تزر هذا الدير من قبل |
Şeytan bu manastırda başıboş geziyor! | Open Subtitles | الشياطين تتجول في هذا الدير البرتينو ، أنا ويليام |
manastırda solak olan başka rahipler var mı? | Open Subtitles | هل هناك أخوة آخرين في الدير يستعملون أيديهم اليسرى ؟ |
Peder Remigio'yu yakabilirsiniz fakat bu manastırda vuku bulan cinayetlere bir son veremezsiniz! | Open Subtitles | ربما ستحرق الأخ ريمجيو لكنك سوف لن تستطيع إيقاف الجرائم من التوالي على هذا الدير |
Baş Rahip Pafnuti, Volga'da bir manastırda görevliydi. | Open Subtitles | أبوت بافنوتي كان راعي دير على نهر الفولجا |
Himalayalarda bir tepedeki manastırda yaşıyor. | Open Subtitles | انها تعيش فى دير فى الفوتهيل فى الهيمالايا |
Bu nedenle sanki bir manastırda yaşıyormuşum gibi bir toplama kampındaymışım gibi hissettim. | Open Subtitles | ولذلك كان ينتابنى إحساس بأننى أحيا داخل دير وكأنه معسكر من معسكرات العمل الجماعى |
manastırda mala vurma şansın bile, oradakinden fazladır. | Open Subtitles | لقد حصلت على أكثر من فرصة لوضعه في دير للراهبات , أفضل من معك هنا. |
Bir dahaki sefere beni o bunaltıcı manastırda bırakma. | Open Subtitles | بالمرّة المقبلة لا تذرني سجينة في دير خانق. |
manastırda yaşayıp, zamanımızın çoğunu dua ederek geçirmemiz dramlara vakit bulmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | و فقط لأننا نعيش بدير و نقضي معظم وقتنا بالعبادة لا يعني أننا لا نجد الوقت للمشاكل |
- Hangi manastırda keşişler seks yapıyor? | Open Subtitles | - في أي ديرٍ يمارس الرهبان الجنس؟ - |
Ben de onlar gibi altı yıl manastırda kaldım. | Open Subtitles | و أنا صغيرة مثلهن، مكثت بجماعة الراهبات ل6 أعوام. |
ama kesinlikle manastırda yaşadığım koşullara geri dönem. | Open Subtitles | وأنا بكلِّ تأكيد سأوافق على ذلك بينما أمارِسُ عبادتي في الدّير. |
Tam 12 yıldır o manastırda her Pazartesi o ayinlere katılırım ben. | Open Subtitles | وَضعتُ كتلةً كًلّ يوم إثنين بذلك الديرِ ل12 سنةِ. |