Kampları yalnızca onların işletmesi mantıklıydı. | Open Subtitles | وكان أمراً منطقياً أن يعهد أليها بأدارة المعسكرات |
Kate, bekle, bekle. Psikiyatr değilim ama söylediklerinin çoğu mantıklıydı. | Open Subtitles | انتظري, انتظري, أنا لستُ طبيباً نفسياً لكن ما قالته يبدو منطقياً |
Ve mantıklıydı, ama üstünde düşünecek çok da vaktimiz yoktu. | Open Subtitles | وكانت منطقية ولكن لم يكن لدي الوقت للتفكير خلال ذلك |
Çünkü hikayesi, tasvir ettiği... şekliyle gayet mantıklıydı. | Open Subtitles | .. لأن قصته كانت منطقية جدا كما قالها لي |
Söylediklerin mantıklıydı. | Open Subtitles | الذي قُلتَ أصبحَ معقولاً جداً. |
Yani kelimenin tam anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor, ve bu bin yıl önce mantıklıydı çünkü o zamanlar insanlar fiziksel gücün hayatta kalmak için en önemli özellik olduğu bir dünyada yaşıyorlardı. | TED | وبشكل حرفي، الرجال يسيّرون العالم، وكان هذا الأمر منطقيًّا منذ آلاف السنين لأن الإنسان كان يعيش في عالم كانت القوة الجسدية من أهم القدرات للبقاء على قيد الحياة. |
Biliyorum. Ama mantıklıydı, değil mi? | Open Subtitles | -أعرف، لقد كان ذلك بلا مُبرِّر صحيح؟ |
Sana mantıklı geren bir sesti ve şüphesiz mantıklıydı da en ikna edici yalanların neredeyse tüm hakikati kapsayabildiği gibi. | Open Subtitles | صوت بدا كصوت المنطق وهذا ما كان عليه كان منطقياً لأن الأكاذيب الأكثر إقناعاً تشمل الحقيقة تقريباً |
Bu anlamlıydı, mantıklıydı! | Open Subtitles | لقد كان ذلك عقلانياً .. منطقياً |
Çünkü gördüğünü söylediğim şey tamamen mantıklıydı. | Open Subtitles | لأنني ما قلتُ أنكَ رأيتهُ كان منطقياً |
Hepsi çok mantıklıydı. | Open Subtitles | كان كل شيء منطقياً جداً |
- O zaman mantıklıydı. | Open Subtitles | يبدو هذا منطقياً |
Her şey çok mantıklıydı. | Open Subtitles | كل شي كان منطقياً جداً |
Kaldı ki, bu çok mantıklıydı, çünkü kendi anahtarınızı kullandınız. | Open Subtitles | ومرة آخرى الأمور منطقية لأنك استخدمت مفتاحك |
Sonuçta Aristo'nun görüşü gördükleri kadarıyla mantıklıydı. Hem insanların gururunu da okşuyordu. | TED | لانه في نهاية المطاف كانت أفكار أرسطو تعد منطقية للكثير لانها ترى بالعين المجرد وكانت العين المجرد حينها أساس المراقبة والمتابعة العلمية |
İntihar ettiği sonucuna varmak gayet mantıklıydı efendim. | Open Subtitles | يبدو معقولاً أن تستنتج الإنتحار يا سيدي |
Çok da mantıklıydı." mı diyeceğim? | Open Subtitles | بدا الأمر معقولاً بالنسبة لي |
Wahl için iyi bir savunma yaptı. mantıklıydı. | Open Subtitles | دافع جيداً عن (وول) وبدا الأمر معقولاً |
Evet. Açıklama gayet mantıklıydı. Wing'in çok güçlü olduğu da su götürmez bir gerçek. | Open Subtitles | أجل، بالرغم من أن شرحه كان منطقيًّا جدًا، كما أنّ "وينج" شديد القوّة... |
Biliyorum. Ama mantıklıydı, değil mi? | Open Subtitles | -أعرف، لقد كان ذلك بلا مُبرِّر صحيح؟ |